Bizleri, Ramazan Bayramı’na ulaştıran Yüce Rabbimize
sonsuz şükürler olsun. Sevinç ve neşe günleri olan bayramlar, Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s)’in “Müminler, birbirini sevmede, birbirine merhamet ve
şefkatte, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da bu acıyı
paylaşan bir beden gibidir.” (Müslim, Birr, 66.) hadisi gereğince birbirimize
karşı şefkat ve merhamet gösterdiğimiz hoşgörü ve dayanışma günüdür.
Bayramı karşıladığımız bugünlerde mahzun ve
kederliyiz. Rabbimizin İnşirâh Sûresi’nde vadettiği her zorluğun ardından
mutlaka kolaylığın geleceğine dair ilahi müjdesine yürekten inanıyoruz. Bu bayramın sevinç ve huzuru
yüreklerimizi doldururken yaşamakta olduğumuz zor günlerin -inşâallah- huzurlu
yarınların doğum sancıları olması ümidiyle bütün dünyanın gözü önünde Miraç
mekânı Mescid-i Aksa başta olmak üzere silahların gölgesinde bayram sevincini
yaşayamayan Filistin, Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir ve yeryüzünün farklı
coğrafyalarında akan kan ve gözyaşının dindiği, başta Gazze olmak üzere
zalimlerin zulmü altında inleyen mazlumların özgürlüklerine kavuştuğu, temel
insan haklarının en adil şekilde yerine getirildiği, insanların eşit yaşam
koşullarında yaşayabildiği ve masumların zarar görmediği bir gelecek
temennisiyle Ramazan Bayramı’nız mübarek ve alçakça yöntemlerle tarihin en
acımasız soykırımını gerçekleştiren Siyonist katiller ile onların hamisi
küresel zorbalar kahru perişan olsun.
Yüce Rabbimiz şöyle
buyuruyor: “Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları
ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrâhîm Sûresi, 42.)
Yaşamakta olduğumuz zor
günlerin -inşâallah- huzurlu yarınların doğum sancıları olması temennisiyle
bütün dünyanın gözü önünde Miraç mekânı Mescid-i Aksa başta olmak üzere
Filistin, Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir ve yeryüzünün farklı coğrafyalarında
akan kan ve gözyaşının dindiği, başta Gazze olmak üzere zalimlerin zulmü
altında inleyen mazlumların özgürlüklerine kavuştuğu, temel insan haklarının en adil şekilde
yerine getirildiği, insanların eşit yaşam koşullarında yaşayabildiği ve
masumların zarar görmediği bir gelecek temennisiyle Cuma’nız mübarek ve alçakça
yöntemlerle tarihin en acımasız soykırımını gerçekleştiren Siyonist katiller
ile onların hamisi küresel zorbalar kahru perişan olsun.
⬛️ ABD'nin
Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi'nde doktora eğitimi alan Türk öğrenci
Rümeysa Öztürk'ün, dün akşam saatlerinde evinin yakınlarında, ABD İç Güvenlik
Bakanlığına (DHS) bağlı Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlileri tarafından gözaltına
alındığı bildirildi.
⬛️ Fulbright
burslusu ve doktora eğitiminin son yılında olan Öztürk, dün akşam iftara gitmek
için Somerville'deki evinden çıktığı anda sivil ICE görevlileri tarafından
durduruldu.
⬛️ Sosyal
medyaya yansıyan güvenlik kamerası görüntülerinde, sivil ve bazılarının yüzü
maskeli 6 görevlinin, Öztürk'ün etrafını sardığı ve elinden zorla telefonunu
almaya çalıştığı görüldü.
⬛️ Öztürk, ICE
veri tabanında "gözaltında" olarak listelenmeye devam ederken ICE
yetkililerinden gözaltına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
⬛️ Türk öğrencinin
avukatı Mahsa Khanbabai yaptığı yazılı açıklamada, "Rumeysa Öztürk, Tufts Üniversitesi'nde
doktora öğrencisi olarak geçerli F-1 statüsünü sürdüren bir Türk vatandaşıdır.
25 Mart akşamı ramazan orucunu açmak için arkadaşlarıyla buluşmaya giderken DHS
ajanları tarafından Somerville, MA'deki evinin yakınında gözaltına alındı."
ifadelerine yer verdi.
⬛️ Ayrıca, Tufts
Üniversitesi tarafından yapılan yazılı açıklamada da söz konusu gözaltı işlemi
için üniversite yönetimine herhangi bir şekilde haber verilmediği bildirildi.
⬛️ Öztürk hakkında
endişe eden Türk öğrenciler, ABD üniversitelerinde "Filistin gösterilerine
destek verenleri fişleyen" Canary Mission adlı internet sitesinin, bir süre
önce, Öztürk'ün geçen yıl bu konuda yazdığı bir makalenin görseliyle birlikte
kişisel bilgilerini yayımladıklarını aktardı.
Yüce Rabbimiz Kadir Gecesi’nin
önemini bizlere şöyle haber vermektedir: “Şüphesiz, biz Kur’an’ı Kadir
Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir
Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin
izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir selamdır,
bir esenliktir.” (Kadîr, 97/1-5.)
Yaşamakta olduğumuz zor günlerin,
-inşâallah- huzurlu yarınların doğum sancıları olması temennisiyle bütün
dünyanın gözü önünde Miraç mekânı Mescid-i Aksa başta olmak üzere Filistin,
Doğu Türkistan, Keşmir, Myanmar ve yeryüzünün farklı coğrafyalarında akan kan
ve gözyaşının dindiği, temel insan haklarının en adil şekilde yerine
getirildiği, insanların eşit yaşam koşullarında yaşayabildiği ve masumların
zarar görmediği bir gelecek temennisiyle Kadir Geceniz mübarek ve alçakça
yöntemlerle tarihin en acımasız soykırımını gerçekleştiren Siyonist katiller
ile onların hamisi küresel zorbalar kahru perişan olsun.
Helikopter düştü mü, düşürüldü mü? Olayın kaza mı yoksa suikast mı olduğu sorusuna hala cevap aranıyor...
55 yıllık ömrü şüpheli bir helikopter kazası ile son bulan Büyük Birlik Partisi'nin Kurucu Genel Başkanı #MuhsinYazıcıoğlu'nu şehadetinin 16’ncı yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum. Ruhu şâd, kabri nur, mekânı cennet olsun.
Değerli meslektaşımız Dermatoloji Uzmanı Dr. Vedat Çimen hocamızın Hakk’ın rahmetine kavuşan sevgili annesi Gülruh teyzemize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ruhu şâd, kabri nur, mekânı cennet olsun. Kederli Çimen Ailesi başta olmak üzere dost, akraba ile sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Yüce Rabbimiz, “Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne
hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı
eksiksiz görür.”buyurmaktadır. (Bakara, 2/110.)
Yaşamakta olduğumuz zor günlerin, -inşâallah- huzurlu yarınların doğum
sancıları olması temennisiyle bütün dünyanın gözü önünde Miraç mekânı Mescid-i
Aksa başta olmak üzere Filistin, Doğu Türkistan, Keşmir, Myanmar ve yeryüzünün
farklı coğrafyalarında akan kan ve gözyaşının dindiği, temel insan haklarının
en adil şekilde yerine getirildiği, insanların eşit yaşam koşullarında
yaşayabildiği ve masumların zarar görmediği bir gelecek temennisiyle Cuma’nız
mübarek ve alçakça yöntemlerle tarihin en acımasız soykırımını gerçekleştiren
Siyonist katiller ile onların hamisi küresel zorbalar kahru perişan olsun.
Vatan şairimiz
Mehmet Akif’in “Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların
yükleniyor dördü beşi…” mısralarıyla dile getirdiği Çanakkale Zaferi’nin 110'uncu yıl dönümü kutlu olsun.
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin sene-i devriyesinde
başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları
olmak üzere bu mukaddes toprakları bize vatan yapan, i‘lâ-yi kelimetullahı
yeryüzüne hâkim kılmak için aziz canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve
ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd
ediyorum.
Kuzey Kıbrıslı Milletvekili Doğuş Derya, KKTC Meclis Genel Kurulunda fuhuş ve kumar düzeninin felaket boyutlarına dair konuştu.
Alaköy'deki bir gece kulübünde yaşanan kadın ölümüne dair konuşan Derya, “Bir seks kölesi kadın ölü bulundu” dedi.
Gece kulübü işletmecileri tarafından tehdit edildiğini açıklayan Derya, daha önce meclise davet edilen gece kulübü sahiplerine yönelttiği soruları ve aldığı yanıtları da aktardı.
KKTC Milletvekili Derya, kan donduran gerçekleri şöyle anlattı: “Bugüne kadar fuhuş yaptırmaktan herhangi bir gece kulübü sahibi bir kere bile ceza almadı. Neden? Madem ki bu ülkede fuhuş yasak, nasıl oluyor da bir gece kulübü sahibi bu konuda herhangi bir ceza almıyor. Gece kulübü sahipleri biz fuhuş yaptırmıyoruz. Prensesler gibi yaşıyor kızlar, bizim gece kulüplerimizde diye bir sürü yalan söylüyorlardı. Arada arayıp tehdit ediyorlardı. Meclise davet ettik bir gün ve çok şahsen sorular sordum kendilerine. Bir, kadını günde kaç saat çalıştırıyorsunuz? Gece kulübü sahiplerinin verdiği cevabı söyleyeyim. Kadına göre değişiyor. Bazen sabah 8.00'de alıyor müşteriyi, akşam üzeri saat 18.00'de getiriyor. Yani 10 saat. Ondan sonra yemeğini yiyor, duşunu alıyor. Saat 20.00'de başlıyor konsomasyona saat 01.00'e kadar. Ondan sonra da müşteri varsa dışarı çıkarılmak üzere şeyler eşliğinde gardiyan diyeyim artık. Çünkü istemiyorum o küfürlü kelimeyi kullanmayı. Onlar eşliğinde otellere gönderiliyorlar ve 24 saat çalıştırılıyorlar. Peki bu insanlara ödenen ücret nedir diye sorduğumda genç ise pahalı, yaşlı ise ucuz cevabını almıştım ve yaşlı dediğiniz kaç yaşındadır diye sorduğumda 23-24 cevabı verilmişti. Çünkü zaman zaman kendi gördüğüm vakalar dahil 18 yaşından küçük insanlar da getiriliyor ve orada seks köleliği yaptırılıyor. Pasaportlarına devlet eliyle el koyularak yapılıyor.”
İnternet sitelerinde kadınların kataloglarla pazarlandığını, seks turizminin yapıldığını anlatan Derya, "Öğrenci olarak kaydedip de birtakım apartmanlarda özel olarak belirlenmiş apartmanlarda bu seks köleliği devam ettiriliyor. Yani devletin kaydı dışında olan bir şekilde de bu fuhuş ve seks köleliği devam ettiriliyor" ifadelerini kullandı.
Derya, KKTC hükümetinin seks turizmini desteklediğini öne sürdü: “İnternete girin, ‘Kıbrıs Gece Kulüpleri Rehberi’ veya ‘Kıbrıs Gece Turu’ diye siteler var. Kadınlar kataloglarda hayvan gibi pazarlanıyor.” dedi.
Derya, devlet yetkililerin de bu düzene ortak olduğunu belirtti. “Bu kadınlar uyuşturucuya alıştırılıyor, polislerden bazıları rüşvet olarak kadınlarla ilişkiye giriyor. Devlet hastanesi, kadınların doğum kontrolsüz çalıştırılması nedeniyle kürtaj yapmayı bıraktı” dedi.
Artan gebelik nedeniyle hastaneler, bir doğum kontrol önlemi olarak kürtajın başlanması ile işlemleri durduğunu belirten Derya, kadınların uyuşturucu bataklığa ve faili meçhul cinayetlere gittiğini şu sözlerle anlattı:
• "Memleketteki en büyük ahlaki çürümenin başında bu var ama bu insanlar işte Ukrayna'dan gelir, Moldova'dan gelir, Belarus'tan gelir. Sitelerde de yazar ha bu arada. Pazarlayacaklar ya 'Ağırlıkla' diyor 'Belarus, Ukrayna, Moldova, Fas ve civar bölgelerden gelenler de var. Esmerlerimiz de var. Siyahlar var...' diyor... Kimdir bu insanlar?
• Gece kulübü sahiplerinin iddiasına göre ne yapacaklarını biliyorlar. Ağırlıklı olarak böyle bir şey olabilir. O zaman sen seks işçiliğini tanımlarsın ve dersin ki benim ülkemde seks işçiliği vardır ve bu insan kendi evinde yaşayarak örgütlenme hakkı olan bir sürü hakkını alarak yapar bunu. Bu başka bir şeydir. Bu başka bir şeydir.
• Ama hem bu yok diyorsun hem de insanları sömürüyorsan bu olacak bir iş değil. Ondan sonra da nokta nokta devlet istemiyoruz dediğinde feministler, yani kadınları satan o adamların adını ben istemiyorum söyleyeyim burada. Bunu söylediğinde ayıp ediyor diyorsunuz. Devlet eliyle yapılıyor bu. Siz bunu devlet eliyle yapıyorsunuz.
• Ölüm sebebini bilmiyorum dün akşam ölen kadının. Alabildiğimiz bilgiye göre kendini asmış. Bu kadınlara o yaptıkları işe tahammül edebilsinler diye uyuşturucu veriliyor çünkü.
• Kaç defa denetim yapıldı? Kaç defa denetim yapıldı? Kimyasal başta olmak üzere. Sevgili arkadaşlar bizzat ben yaşadım. 2016'da International Office of Migration yani uluslararası göç örgütü "Ben seks köleliğine maruz kalıyorum" diye müşterinin telefonundan annesine ulaşıp kurtarılmak isteyen bir kadın Haziran 2016'da ihbar gitti anneye. Anne Kıbrıs'taki polise ulaşmaya çalıştı. Türkiye'deki Uluslararası Göç Örgütü'ne ulaştı. KKTC polisine ağustosta geldi ihbar. Bana geldiğinde Uluslararası Göç Örgütü'nden ekimdi. Hazirandan Ekim’e aradan 4 ay geçmişti. Kadının peşine düşüp bulmaya çalıştığımda gece kulübünün adı da vardı. Yoktu. Kadın yoktu. Ve muhaceretten çıkışı bulunmadı. Bu kadın organ mafyasının eline mi düştü organları mı alındı? Herhangi bir zarar mı gördü? Dayak mı yedi? Öldürüldü mü? Akıbeti ne? Bulamadık. Ha bu kadar kendi yaşadığım şeyi söylüyorum size. Bu kadınları çünkü bildiğiniz hayvan hayvanlara bile öyle yapılmaması lazım zaten hayvan muamelesi yapıyorlar"
İnsan hayatı ve toplum sağlığı için
hizmet veren hekimlerimiz, zor olduğu kadar onurlu ve saygın olan bu görevi
yerine getirmektedir. Bugün, ülkemiz insanına sunulan sağlık hizmeti kalitesi
öncesiyle mukayese edilemeyecek düzeyde artmıştır. Bu olumlu gelişmede insan
sağlığının korunması ve hastaların sağlığına kavuşması için gecesini gündüzüne
katarak mesai sarf eden doktor meslektaşlarımızın gösterdikleri gayretin önemi
büyüktür.
Yaşamakta olduğumuz zor günlerin, -inşâallah- huzurlu yarınların doğum
sancıları olması temennisiyle iyi hekimlik değerlerinin gözetildiği, emeğinin
karşılığı alınarak çalışılacağı, şiddetten arınmış bir sağlık ortamını hep
birlikte sağlayacağımıza olan inançla ülkemizin her köşesinde, insan hayatının
kutsallığından ödün vermeden, sonsuz sabır ve üstün gayret ile en güç
koşullarda bile sağlık hizmetlerinin her alanında büyük özveriyle çalışan,
hayatını insanlık hizmetine adayan, insanı yaşatmayı, acısını azaltmayı,
derdine derman olmayı mesleği olarak seçerek onurlu ve kutsal bir görevi yerine
getirmeye çalışan hekim meslektaşlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nızı içtenlikle
tebrik ediyor; fedakâr doktor meslektaşlarımıza, aileleri ile birlikte
sağlıklı, mutlu ve huzurlu nice seneler diliyorum.
Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adlı tıp okulunun açılışından bu yana
emek ve öğretisiyle günümüze ışık tutan ve ahirete irtihal etmiş olan tüm
meslek büyüklerimiz ile görevleri sırasında uğradıkları saldırılarda şehit
düşmüş olan meslektaşlarımızı da 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle rahmetle yâd
ediyorum.
Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey tarafından Mecliste okunup ayakta dinlenildikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45'te ulusal marş olarak kabul edilen İstiklal Marşı’mızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün sene-i devriyesinde "Vatan Şairi" ve "Millî Şair" unvanları ile anılan İstiklal Marşı'nın güftekârı, büyük mütefekkir merhum #MehmetAkifErsoy başta olmak üzere Milli Mücadelemizin bütün komutanlarını, şehit ve gazilerini bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyorum. #İstiklalMarşı'mızın kabulünün 104'üncü yıl dönümü kutlu olsun.
Yüce Rabbimiz, bizleri
şöyle uyarmaktadır:“İnananlar arasında hayâsızlığın, ahlaksızlığın yayılmasını arzu eden
kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette acıklı bir azap vardır…” (Nûr, 24/19.)
Yaşamakta olduğumuz zor günlerin, -inşâallah- huzurlu yarınların
doğum sancıları olması temennisiyle bütün dünyanın gözü önünde Miraç mekânı
Mescid-i Aksa başta olmak üzere Filistin, Doğu Türkistan, Keşmir, Myanmar ve
yeryüzünün farklı coğrafyalarında akan kan ve gözyaşının dindiği, temel insan
haklarının en adil şekilde yerine getirildiği, insanların eşit yaşam
koşullarında yaşayabildiği ve masumların zarar görmediği bir gelecek
temennisiyle Cuma’nız mübarek ve alçakça yöntemlerle tarihin en acımasız
soykırımını gerçekleştiren Siyonist katiller ile onların hamisi küresel
zorbalar kahru perişan olsun.