İslam neden 80 gram altını (30.000 TL civarında)
birikmiş ve üzerinden bir yıl geçmiş paradan zekât alıyor da 250.000 liralık
evi olan ya 250.000 liralık arabası olan; ama 80 gram altını olmayan kişiden
zekât almıyor?
İlginç değil mi?
1. Mesela
üzerinden bir yıl geçmiş 30.000 liranız varsa zekât vermek zorundasınız. Hatta
eviniz olmasa bile, arabanız olmasa bile fark etmez...
2. Ama bir
eviniz ve arabanız olsa fakat 30.000 lira paranız olmasa zekât vermek zorunda
değilsiniz? Bu ne kadar adil bir sistemdir?
3. İslam,
parayı şahıs malı olarak görmez. Parayı kamunun da hakkı olan şahıs malı olarak
görür. Kamu hakkının bulunduğu bir malın saklanması İslam'a göre doğru
değildir. Ancak bir yıl yetecek kadar ya da olağanüstü durumlarda lazım olacak
kadar para biriktirme hakkınız var. Bu da 20 dinar yani yaklaşık 80-100 gram
ağırlığında altın değeridir.
4. Bir kişi,
tüm toplumun hakkı olan bir parayı (30.000) bir yıl boyunca elinde tutarsa, bir
yıl sonra o paranın zekâtını vermelidir. Zira bir yıl boyunca tüm millete ait
bir parayı kendi menfaati için hapsetmiş oluyor.
5. Şöyle
demeyelim. 30.000 lirayı hapseden adam kamuya ne zarar vermiş olur ki? Evet,
bir kişi ile zarar olmaz. Ama milyonlarca kişi bu kadar parayı evinde
hapsedince tüm insanlar bundan etkileniyor. Piyasada yeteri kadar para
dönmediği zaman fiyatlar da ona göre etkileniyor.
6. Ancak farzı
misal toplam değeri 300.000 lira olan ev ve araba sahibi olan kişi ise bu kadar
parayı kendinde tutmak yerine sahip olduğu parayı piyasaya sürmüştür. Yani
parayı kendisinde saklamamıştır. Ev ve araba ise kamu malı değil, şahıs
malıdır.
7. Bu nedenle
İslam'a göre kiralık evde oturan; ama bir yıldan fazladır 30.000 lira parayı
veya bu değerde altını yanında hapseden kişi, zekât vermelidir. Öte yandan
kendi evinde oturan kişinin ek bir geliri yoksa zekât alabilir. Kimden mi?
Kirada oturduğu halde evinde nisap miktarı kadar parayı yanında hapseden
kişiden.
8. İslam, nizam
ve kanun olarak muazzam faydalar taşır. Eğer İslam'da zekât sistemi işletilirse
o ülkede fakirlik sıfıra düşer. O ülkede para, müebbet hapis cezasına
çarptırılmış cani gibi evde hapsedilmez. Aksi halde her sene zekât ondan bir
pay alır ve yıllar sonra onu tüketir.
9. İslam'daki
zekât sistemi işletilirse sosyalizm avucunu yalar. İslam'daki zekât sistemi
bile sadece tek başına tüm sosyalizmi bitirecek hikmetlere sahiptir.
10. Ev veya
araba konusunda şunu unutmayalım. 150.000 liralık araba veya 250.000 liralık ev
aldım. Bunun zekâtı nasıl olur?
Eğer ticaret amacıyla aldım ise araba da ev de zekâta
tabidir. Bir sene geçtikten sonra bunların değeri de zekâta ilave edilir.
Ama ticaret amacıyla değil de oturmak ve binmek için
aldıysam, ev de araba da nâmî olmayan yani gelir getirmeyen mülk
sayılır. Bu nedenle de zekâta tabi olmaz.
Devam edelim. Arabayı veya evi aldığım kişi eline
geçen parayı bir yıl bekletirse zekât verecek. Çünkü parayı hapsetmiştir.
Ticaret yapmak için bir araba, arsa, ev ve benzeri bir şey alırsa zekât
verecek. Ama oturmak için alırsa aldığı ev nâmî olmayan bir özelliğe girdiği
için zekât vermesi gerekmez.
Bu sefer sıra üçüncü kişide. Üçüncü kişi parayı
yanında tutar ya da ticarete koyarsa zekât verecek. Ama ticaret için almazsa zekâttan
muaf.
Sıra dördüncü kişiye geldi...
Zincir böyle devam ediyor. Dikkat ederseniz İslam,
evde bir yıl bekletilen ya da ticarette gelir getiren her şeyi zekât kapsamına
alıyor. Bu, muazzam bir sistemdir...
O para eve hapsedilse ya da ticarete sürüldüğü sürece
zekâta tabidir...
11. Zekât,
kişilerin insafına bırakılmayacak kadar önemli bir ibadettir ve kamu
sorumluluğudur.
İslam'da Hazreti Peygamberin vefatının ardından açılan
ilk savaş, fakirlerin hakkı olan zekât boykotçularına karşı açılmıştır. Dünyada
fakirlerin hakkı için zenginlere savaş açan hiçbir nizam, hiçbir kanun, hiçbir
anayasa yoktur.
https://www.facebook.com/kurantv/posts/10157556010263553/