Ufka bakarlar, ölüm uzakta mı uzakta;
Ve tabut bekler, suya inmek için kızakta...
Sultan olmak dilersen, tacı, sorgucu, unut;
Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut!
Necip Fazıl Kısakürek
https://youtu.be/Vzc3nADrlIY
Ufka bakarlar, ölüm uzakta mı uzakta;
Ve tabut bekler, suya inmek için kızakta...
Sultan olmak dilersen, tacı, sorgucu, unut;
Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut!
Necip Fazıl Kısakürek
https://youtu.be/Vzc3nADrlIY
Gönül aşkından oldu pâre pâre
Koşup geldim uzaklardan o yâre
Gönül ister, kader vermez ne çâre
Koşup geldim uzaklardan o yâre
Beste: Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça
Güfte: Dr. Vahit Özaydın
Makam: Acem Aşîran
Usûl: Curcuna
Form: Şarkı
Seslendiren: Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça
“Üç sınıf, Allah’ın sevgisinden uzak tutulmuştur; zalimler, onlara yardım edenler ve zulmü hoş karşılayanlar!”
Hz. Ali (r.a)
Osmanlı İmparatorluğu'nun en uzun süre tahtta kalan ve en büyük padişahı olarak kabul edilen Kanûnî Sultan Süleyman, Seyhülislâm Ebussuûd Efendi'den, manzum bir beyitle, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve ağaçlarına zarar veren karıncaların yok edilmesinin dinen caiz olup olmadığını sordu.
Beyit şöyle: "Dirahta ger ziyan etse karınca Günah var mıdır ânı kırınca?" (Eğer karınca ağaca zarar verir, onu kurutursa onu yok etmenin bir günahı var mıdır?)
Şairliği de bulunan Ebussuûd Efendi, manzum soruya manzum bir
cevap verdi: "Yarın Hakk'ın divanına varınca, Süleyman'dan hakkın alır
karınca..."
“Olacak bir kimsenin bahtı kavi, talihi
yar,
Kehlesi (bit) dahi mahallinde onun işe yarar!”
(Bir kimsenin bahtı açık, şansı da yaver
olursa, onun biti bile yerinde, zamanında işe yarar, yükselmesine yardım eder.)
Malcolm X
Câizse Harâbât-ı ilâhî'de de herşey,
Yârân yine Rindân-ı Kirâm olsun erenler;
Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde,
Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler!
Beste: Süleyman Erguner
Güfte: Yahya Kemal Beyatlı
Makam: Uşşak
Usûl: Yürük Semai
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na atanan değerli meslektaşımız, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Hızır Aslıyüksek'i tebrik ediyorum. ATK Başkanlığı görevi hayırlı olsun. Başarılarının devamını diliyorum. Allah-ü teâlâ, yar ve yardımcısı olsun.
“Tam 21 yıl tamamen gönüllü olarak üniversitedeki görevim yanında, İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliğini sürdürmüşüm. İnsana dün gibi geliyor. Binaların temellerini attığımız, mutfağımızı, ayakkabı atölyemizi kurduğumuz, seminerler yaptığımız, taramalara koştuğumuz dönemler hep canlılığını koruyor.”
Prof. Dr.
Türkan Saylan
Önümüzdeki çarşamba günü
Receb ayına kavuşmuş olacağız. Enes
b. Mâlik"ten rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.s), Receb ayı girdiği zaman Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz ederdi: “Allah’ım,
Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat,
IV, 189.)
Cumanız
mübarek olsun.
İstanbul'da kar yağışının en yoğun olduğu yerlerden olan Arnavutköy'de
62 yaşındaki diyaliz hastasını, yakınları yaklaşık olarak 5 kilometre boyunca
battaniyeye sarılı olarak 4 saatte diyaliz merkezine taşıdı. https://youtu.be/jugjxVdcUpk
“Serçeden başka kuş, Zeyrek’ten başka yokuş bilmez” deyimi; görgüsü,
bilgisi kıt, anlayışı, kavrayışı dar insanlar için kullanılırmış. Zeyrek,
esasen Farsça “anlayışlı, uyanık, zeki” anlamına gelir.
https://twitter.com/Seda_Ozen/status/1205376372845223938?s=20
Diyarbakır'da
uğradıkları saldırıda şehit düşen Emniyet Müdürü merhum Ali Gaffar Okkan ve beş
silah arkadaşına vefatlarının sene-i devriyesinde, Allah'tan rahmet niyaz
ediyorum. Ruhları şâd, kabirleri nur, mekânları cennet olsun. Rabbim ülkemize,
İslâm âlemine, Türk dünyasına ve tüm insanlığa hizmet edenlerden razı olsun.
Otomobilden hafif ticari araca, otobüsten tekne ve
helikoptere kadar birçok alanda kişiye özel lüks dönüşüm yapan Avrupa’nın ünlü
oto tasarımcısı DizaynVIP’in sahibi Erbakan Malkoç, IFS'18 İstanbul Finans
Zirvesi’nde iş hayatındaki deneyimlerini paylaştı. https://youtu.be/F4CIoURI7SM
Bir gün gelip de hesaba çekileceği meselesini, birinci meselesi yapmayan insan; Müslüman adı taşıyabilir, ama Müslüman vasfı taşımaz!
İsmet
Özel
14
yaşındaki Kuveytli tenisçi Muhammed el-Awadi, Dubai'de düzenlenen uluslararası
turnuvanın yarı finalinde İsrailli bir tenisçiyle eşleşmesi üzerine işgal
oluşumuyla "normalleşme"yi reddederek turnuvadan çekilme kararı aldı.
Kuveytli milletvekili Usame Al Shaheen, Twitter
hesabından yaptığı açıklamada, kararından ötürü Awadi'yi tebrik etti.
https://twitter.com/OALSHAHEEN/status/1484594799554478091?s=20
"Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki padişah olan Süleyman, bu dünyadan eli boş gitmiştir!"
Kanuni Sultan Süleyman Han
Neylersin ölüm herkesin başında;
Uyudun uyanamadın olacak,
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında!
Cahit Sıtkı TARANCI
Heidi, İsviçre’nin toplumsal tarihinde
hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesidir ve onun çıplak ayakları bugün
çocuklara karşı işlenmiş bir suçun yarattığı utancın üzerinde koşuyor. Heidi
çıplak ayaklıydı; çünkü çıplak ayaklar, erkek ya da kız bütün ‘köle çocukları’
diğer çocuklardan ayıran keskin uçurumun simgesiydi. https://www.hurriyet.com.tr/avrupa/verdingkinder-isvicrenin-kole-cocuklari-40139596
Dedesinden
öğrendiği kaşıkçılığı yaklaşık 50 yıldır devam ettiren Konya'nın yaşayan tek
tahta kaşık ustası Mustafa Sami Onay, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın elinden "Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan
Mirasın Temsilcileri" ödülü aldı. https://youtu.be/7w8u6WEq-jg
Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s)
İstanbul Kartal'da bir aile sağlığı merkezinde, uğradığı silahlı saldırı sonucu görevi başında canice bir cinayet neticesinde hayatını kaybeden hemşire #ÖmürErez'e yapılan bu menfur saldırıyı lanetliyorum. Hemşire Ömür Erez’e Allah’tan rahmet; kederli ailesi, yakınları ve mesai arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Saldırıyı aklımız almıyor, vicdanımız yine kan ağlıyor. Sağlıkta şiddet terörü ortalama her gün bir meslektaşımızı hedef alırken, yine ayıplamaktan, kınamaktan fazlasını yapamadık, koruyamadık, önlem aldıramadık. Çok üzgünüm. İnsan ne söyleyeceğini bilemiyor. Zaten söylenecek her şeyi söyleyip, yapılacak şeyleri yapmadığımız için bunlar yaşanıyor.
Hangi devlet dairesine silahla girilebilirsin? Adliye gibi kurumlarda kaç kere güvenlik kontrolünden geçersin, ama bir sağlık kuruluşuna elini kolunu sallayarak silahla, bıçakla, satırla o kadar rahat girip doktoru, hemşireyi öldürebilirsin! Daha fazla vakit kaybetmeden sağlık çalışanı katliamına ve sağlıkta şiddete engel olunmalıdır. TBMM, acilen sağlıkta şiddet yasasını revize etmeli ve yeni önlemler hızla uygulamaya konulmalıdır. #SağlıktaŞiddeteHayır
https://youtu.be/Ig9-bYRjepI
"Gamına gamlanıp olma mahzun,
Demine demlenip olma mağrur,
Ne dem bâki ne gam bâki ya hû;
Hüvel bâki, hüvel bâki..."
Yavuz Sultan Selim Han
"Yalnız kalırsan, yalnız olmadığını
bil!
Dertli isen, dermanın olduğunu bil!
Hiçbir şeyin sahibiyim deme, emanetçi
olduğunu bil!"
Şems-i Tebrîzî
"Bizim için ölüm yok! Sadece yer değiştirmek var! Şimdi yerin üstündeyiz, yarın altında!"
Osman
Yüksel Serdengeçti
14 Aralık 1930 Pazar günü öğleden sonra Cerrahpaşa Hastanesi'ni ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hastanede gördüğü temizlik bakımından memnun kalarak hastane
hatıra defterine şunları yazar:
“Gördüklerimden memnun oldum. Temizlik, düzen,
ciddi çalışma övgüye değerdir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, şimdiki Dekanlık
binasının balkonunda oturarak, hastane ile ilgili görüşlerini "Bu hastane
at nalı şeklinde sahile kadar uzanmalıdır." sözleriyle dile getirmiştir.
Fatih Sultan Mehmet
Han'ın, 28 Mayıs 1463'te Fransiskan Kilisesi Rahipleri için verdiği örnek
ferman: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak, sıkıntı
vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır!
https://youtu.be/WMX99loXVD8
Bir vakitler şu anda Şam’da “Dahdah” denilen bir mezarlık vardı. Bu mezarlık ekseriyetle âlimlerin, şehitlerin, mücahitlerin defnedildiği bir kabristan idi. Bu kabristanlıkta da kabir kazma işlerini yapan bir adam vardı. Yani mezarcılık yapıyordu.
Günlerden bir gün bir kadın geldi kendisi için bir kabir kazmasını istedi. Adam kabri kazdı. Bir saat sonra cenaze geldi. Ama cenaze ile beraber çok az kimse gelir. Cenaze yere indirilir.
Tabut açılır. Ve bu mezarcı cenazeyi alıp kabre koymak ister. Tam Bu esnada kabir açılır cennet bahçelerinden bir bahçe oluverir. İki kişi at üzerinde gelip cenazeyi alıp gittiklerini görür. Bizim mezarcı adam bayılır yere düşer. Diğer adamlar onun gördüğünü görmemişlerdir. Neyse oradaki adamlar yüzüne su serpip ayılmasını sağlarlar. Cenaze sahibi kadın bırakıp gider. Cenazeye katılan birkaç adam Sana ne oldu neden bayıldın diye mezarcıya ısrarla sorarlar.
Mezarcı;
– Vallahi çok acayip şeyler gördüm dedi ve gördüklerini anlattı. Adamlar;
– Sübhanallah bu adam hayal gördü herhalde deyip bırakıp giderler. Arada aylar geçti yine o kadın çıkageldi mezarcıdan bir mezar daha kazmasını istedi. Kabir kazıldı. Cenaze getirildi.
Yine mezarcı cenazeyi kabre koyarken kabir yine cennet bahçelerinden bir bahçe oluverdi. İki kişi gelip cenazeyi alıp gittiler. Mezarcı bu sefer cesur davrandı ve bayılmadı. Hadiseyi yine sadece o görmüştü. Ve cenazeden sonra kadını takip etti, kadına;
– Sen kimsin? Nereden geliyorsun. Sen neyin nesisin ey kadın söyle bakalım dedi.
Kadın;
– Ey mezarcı! Lütfen beni derdimle baş başa bırak. Cenaze benim oğlumdu, onu kaybettim. Bir oğlum daha vardı birkaç ay önce de onu kaybettim.
Adam dedi ki;
– Bu iki cenaze de senin miydi?
– Evet dedi kadın. Hayırdır neden soruyorsun?
– Vallahi ben çok acayip şeyler gördüm ilkinde kabire koyunca kabir birden cennet bahçelerinden bir bahçe oluverdi. Ve iki atlı onu alıp gitti. İkinci oğlunda da aynısı oldu. Onlar ne amel işlediler de Hazreti Allah onlardan razı oldu da bu büyük lütfa nail oldular. Lütfen bana anlat dedi.
Kadın dedi ki;
– İlk ölen oğlum Kuran talebesi, ilim tahsil ediyordu. Hastalandı, maalesef vefat etti. İkinci oğlumda marangozluk yapardı. Babaları öldüğü için ilim talebesi olan kardeşinin ihtiyaçlarını o karşılardı. Ama ne garip tecellidir ki, her ikisini de kaybettim.
Mezarcı;
– Tamam, ey kadın. Ben alacağımı aldım dedi.
Mezarcı işin aslını anlamıştı. Derhal mezarcılığı bırakmaya karar verdi. Ve Cami’ut tevbe mescidine gitti. Şeyh Said el Burhani hazretlerinin huzuruna vardı. Şeyh talebe okutmakla meşguldü.
Nur yüzlü bu zat başını kaldırdı;
– Buyur evladım bir şey mi soracaksın diye ona teveccüh etti.
Mezarcı;
– Efendim ben ilim öğrenmek için geldim eğer kabul buyurursanız.
Şeyh;
– Evladım sen 45-50 yaşına gelmişsin. Bu saate kadar hiç okumamışsın. Nasıl yapacaksın. Bu saatten sonra niçin böyle bir karar aldın? Deyince mezarcı başından geçen hadiseleri tek tek anlattı. Bunun üzerine hocası;
– Tamam, evlâdım başla o zaman ve Allah’a tevekkül et, inşallah muvaffak olursun dedi.
Mezarcı büyük bir azimle başladı okumaya ve çok kısa zaman büyük mesafeler aldı. Öyle oldu ki zamanının en büyük âlimleri arasına girdi.
İşte bu zat Eş-şeyh Abdurrahman el Haffar hazretleridir. Bundan sonra ailesinin tamamının ilim talebesi olmasını sağlamıştır. En sonları Abdürazzak El Haffar’dır ki Şam’ın en büyük âlimlerinden olmuştur.
İşte size anlattığım bu yaşanmış gerçek kıssa Allahü Teâlâ’nın ilim talebesine ve ilim okuyan talebeye yardım edene nasıl bir muamele de bulunduğunu bu hadise ile sizi müjdelemek içindir. Her iki zümrenin de büyük ecir ve mükâfatlara nail olacağını zaten Allah Rasülü (sav) de müjdelemiştir.
https://youtu.be/xeevQA7C_eY
Artık
demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule
giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç
yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz
o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda
kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce
siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare
gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı
hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada
sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez
ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok
gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok
seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya
Kemal Beyatlı
https://youtu.be/GBXXvg1ukc4
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem,
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem;
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım,
Boğamasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım!
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam,
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam;
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum,
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum;
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım,
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu,
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
#MehmetAkifErsoy
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Başına bir
şey gelirse, şöyle yapsaydım, böyle olurdu diye hayıflanıp durma. Allah’ın
takdiri bu, O, ne dilerse yapar de. Zira eğer şöyle yapsaydım sözü şeytanı memnun
edecek işlerin kapısını açar.”
(Müslim, Kader, 34)
Eserlerinin içerisinde özellikle "Minyeli Abdullah"
romanıyla tanınan, pek çok başka eseri, sıra dışı fikir ve aksiyonlarıyla bir
neslin üzerinde derin izler bırakan kıymetli büyüğümüz Hekimoğlu İsmail
mahlasıyla bilinen gazeteci, yazar Ömer Okçu’ya Allah’tan rahmet, kederli
ailesine, dost, akraba ile sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Ruhu şâd,
kabri nur, mekânı cennet olsun.
17-25 Aralık sürecinin
ardından yıllardır önde gelen isimlerinden olduğu cemaatten ayrılan
ve cemaat aleyhine açıklamalarıyla gündeme gelen Gazeteci -
Yazar Hüseyin Gülerce, Beyaz TV’de 21 Ağustos 2016 tarihinde Moderatör Türker Akıncı'nın hazırlayıp sunduğu Ortak Akıl programında "İhsan
Bakır’ın, İstanbul Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel
Sekreterliği yaptığı dönemde Bakırköy Ruh Sağlığı
ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Recep Tayyip Erdoğan'a
deli damgası vurulup, aşağılamak için bir sağlık kurulu oluşturmak için hedefe
konulmuştur." ifadelerini kullandı. https://youtu.be/V9iTMbUyPBw
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’ım benim Rabbim sensin, senden başka ilâh yok. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim ve senin vaadine de güveniyorum. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana olan nimetini itiraf ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Günahlarımı bağışla, çünkü günahları senden başka bağışlayacak hiç kimse yoktur.” (Tirmizî, Deavât, 15.)
Cumanız
mübarek olsun.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştirak şirketi KİPTAŞ'ın, Tuzla ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi'nde inşa ettiği konutlar için kura çekimi düzenlendi.
Kura esnasında torbadan rakam çeken kişi, gelen numarayı beğenmeyerek yeniden kura çekti.
Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluşan Grizu-263 Uzay
Takımı'nın tasarladığı, şehit madencilerimize ithaf edilen Türkiye'nin ilk cep
uydusu Grizu-263A, SpaceX'in Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı. 5x5x5
santimetre boyutundaki uydunun alçak dünya yörüngesinde 4 yıl 8 ay görev
yapması planlanıyor. Tebrik eder, akademik
başarılarının devamını dilerim. https://youtu.be/Y2XZeGDq6_U