Bu Blogda Ara

29 Eylül 2024 Pazar

Murat Kekilli - Yıkılasın İsrail!

Çok canlar yaktın

Çok ocaklar yıktın

Yerin yok dünyada

Nereden çıktın

 

Yıkılasın İsrail

Enkazını göreyim

Sana ülke diyenin

Yüzüne tüküreyim

 

Hesabın boşuna

Sakın umutlanma

Bu aziz topraklar

Yar olmaz sana

 

Yıkılasın İsrail

Enkazını göreyim

Sana ülke diyenin

Yüzüne tüküreyim

 

https://youtube.com/shorts/H3yWU2dOCSc?feature=share

27 Eylül 2024 Cuma

Sayın Bakanım, yapın bir güzellik!


 

 

Bundan birkaç sene önce eşimin yüzünde “gül hastalığı” ismi verilen, ciltte kızarıklık ve sivilce benzeri döküntülere sebep olan bir hastalık belirmişti. 

 

O dönem hastanelerde randevu bulmak için epey zorlanmıştık.

Sonrasında benzer sıkıntıyı kızımın yüzünde çıkan sivilcelerde yaşadım. Randevu bulana kadar akla karayı seçmiştim.

 

Türkiye’de, özellikle devlet hastanelerinde çok ciddi bir “dermatolog” sorunu yaşandığını ise geçtiğimiz yıl, babama musallat olan “kaşıntı” sayesinde fark ettim.

 

Bir böbreği küçük olan, diğeri de iyi çalışmayan ve şeker hastası olan babam, derisinin altında başlayan kaşıntı sonrası ateşten uyuyamaz olmuş, Tokat’taki tüm hastaneleri tek tek dolaştıktan sonra İstanbul’un yolunu tutmuştu.

 

Ben ve kardeşim de biçare babamın acılarını dindirmek için özel-devlet demeden tüm hastaneleri dolaşmaya başlamıştık.

 

Sayısız teste, ilaca ve özel karışım merhemlere rağmen şifa bulamayınca, bir tavsiye üzerine “İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi”ne gittiğimizde ise resmen hayal kırıklığına uğramıştık.

 

Randevu bulmak mümkün olmadığı için “Acil” servisten girmeyi ümit ettiğimiz hastanenin acil servisi yoktu.

 

Doktor sayısı sınırlı olduğu için de geceleri hasta kabulü kaldırılmıştı.

 

Tavsiye edilen uzman doktoru sorduğumuzda ise birkaç gün önce özel bir hastane ile anlaşıp, oradan ayrıldığını öğrenmiştik.

 

Biz de çaresiz, hanımefendinin çalıştığı Avcılar’daki “özel hastane”ye giderek şifa aramaya çalışmıştık. 

 

Tabii, babamın sağlığına kavuşmasıyla ülkedeki “cildiye uzmanı” açığı gündemimden çıkmıştı.

 

Dün gazetemizin Yayın Kurulu Toplantısı’nda, Türkiye’nin ilk ve tek cilt hastanesi olan “İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi”nin hak ettiği değeri görmediğine yönelik haber okununca, bende yeniden şimşekler çaktı. 

 

Önce internet üzerinde yayın yapan “şikâyet platformlarına” göz atıp, hâlâ mahut sıkıntının devam edip etmediğini araştırdım.

 

Meğer devlet hastanelerinde kalan cilt doktorları 3 dakikada bir hastayı muayene ederek, adeta dünya rekoru kırmak için birbirleriyle yarışıyorlarmış.

 

Diğer cilt mütehassısları ise son yıllarda tıbbi turizm patlaması yaşayan ve estetik cenneti haline gelen ülkemizdeki güzellik ve kozmetik sektörüne geçmiş.

 

Hani geçtiğimiz günlerde İstanbul Havalimanı’nda bir video çeken ve “Türkiye’ye niye geldim tahmin edin” diye soran yabancı hanımefendinin; 

 

“Burası insanların vücudunun bir bölümünü değiştirdiği yer” dediği gibi…

 

Güzel ülkemizin cilt doktorları da meğer şifa dağıtmayı bırakıp güzellik sektörüne ve insan parçası değiştirme işine atılmışlar…

 

CHP’nin temelini oluşturan ittihatçı artıklarından Dr. Abdullah Cevdet’in hayalini kurduğu ve Batı’dan damızlık erkek getirip Türk kadınlarıyla çiftleştirerek elde etmeyi umduğu o “ideal ırkı…”

 

Muhtemelen bu hekimler estetik ameliyatlarıyla elde etmeyi düşünüyorlar. 

 

Tabii tablo karşısında tam ümitsizliğe düşecekken, çarenin de haberimizde olduğunu gördüm.

 

Gazetemize konuşan “Seçtiklerini Denetle ve Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na seslenerek…

 

Her türlü teknik donanıma sahip olan fakat hekim azlığı sebebiyle iki kez kapatılan ve hâlihazırda tüm bürokratik engellemelere rağmen şifa dağıtmaya devam eden “Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nin, “enstitü” ya da “eğitim ve araştırma hastanesine” dönüştürülmesini teklif etmiş…

 

Mütareke yıllarında Toptaşı Bimarhanesi Başhekimi Dr. Mazhar Osman’ın girişimiyle cüzzam hastalarını tedavi etmek maksadıyla kurulan ve Dermatoloji camiasında önemli bir yere sahip olan tarihi hastane için atılacak en hayırlı adım bu olsa gerek.

 

Zira…

 

Eğitim ve araştırma hastanesi olması durumunda hem doktor sayısı artacağı için şifa dağıtacak hem de ülkeye yeni dermatoloji uzmanları yetiştirecek. 

 

Hastaneye alınan asistanlar da 4 yıl boyunca süren ihtisasları sayesinde hastaları tedavi edecek. 

 

Asistanlar içerisinde uzman olup, akademik kariyer yapmak isteyenler de yine Doçentliğe kadar hastanede görev yapacak.

 

Üzerine bir de profesör olmak isteyenleri eklediğimizde, İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi bu sayede “Türkiye’nin ilk ve tek cilt hastanesi”nin yanı sıra “ilk ve tek cilt üniversitesi” payesini de alacak…

 

Böylece ülkemizde şifa ve güzellik dağıtacak yeterince doktor olacak.

 

Ayrıca!..

 

Hastanenin mevcut binasının yapımında Türkan Saylan’ın katkısı olduğu için ülkemizdeki seküler kesim de bu teklife sıcak bakacaktır.

 

Dolayısıyla buradan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na ben de seslenmek istiyorum:

 

Sayın Bakanım, yapın bir güzellik!

 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/zekeriya-say/sayin-bakanim-yapin-bir-guzellik-46618.html

23 Eylül 2024 Pazartesi

Prof. Dr. Tarhan’dan Başörtüsüne Objektif Bir Yaklaşım!


Başörtülü kadınların psikolog ve psikiyatrist olmaması gerektiğini iddia eden Prof. Dr. Üstün Dökmen’in sözleri kamuoyunda tartışılmaya devam ederken Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kamuda başörtüsü yasaklarının devam ettiği 2008 yılında kaleme aldığı “Sosyal Psikoloji Laboratuvarında Başörtüsü” başlıklı yazısında konuyu objektif bir yaklaşımla irdelemiş, inancın bilimsel kategoride değerlendirilmesi gerektiğini belirterek farklı bir bakış açısı ortaya koymuştu. Prof. Dr. Tarhan, 2010 yılında kaleme aldığı Asimetrik Savaş kitabında da konuya ayrıntılı şekilde değinerek objektif tavrını kararlılıkla sürdürmüştü:

 

“Başını örtenler:

 

Eğer inanmadan örtünüyorsanız, başörtüsünü çıkarınız.

 

Eğer siyasi simge olarak örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer mahalle baskısı ile örtüyorsanız çıkarınız.

 

Eğer babanızın baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer kocanızın baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer ağabeyinizin baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer yaşadığınız ortamda prim yaptığı için örtüyorsanız, başörtünüzü çıkarınız.

 

Eğer gelenek olduğu için örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer sizi güzelleştirdiği için başınızı örtüyorsanız, çıkarınız.

 

Eğer Allah için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz.

 

Eğer inandığınız için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz.

 

Eğer dini gereklilik için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz devam ediniz. Ancak artık özgür olmadığınızı unutmayın. Başörtüsü ile sakız çiğneyerek dolaşamazsınız. Karşı cinsle sarmaş dolaş olamazsınız. Artık temsil ettiğiniz bazı değerlerin var olduğunu unutmayınız.

 

            Eğer inandığınız için örtünüyorsanız içini doldurunuz. Dürüstlüğünüz, çalışkanlığınız, hoşgörünüzle örnek olurken; ahlakî anlayışınız, oturup kalkışınızda da daha dikkatli olmalısınız.

            Çünkü başörtüsü sizin için hem bir hak hem bir değerdir.

 

            Haktır; çünkü sonradan çıkarılmış bir kavram değildir. 1400 yıllık bir geçmişi vardır. O halde örtündüğünüz gibi yaşayın. Yaşadığınız gibi örtünün.

 

https://nevzattarhan.com.tr/prof-dr-tarhandan-basortusune-objektif-bir-yaklasim.html

 

22 Eylül 2024 Pazar

MACKLEMORE - HIND'S HALL 2

ABD'li rap sanatçısı Macklemore'un, Filistinli sanatçılarla çalıştığı şarkısı "Hind's Hall 2" yayınladı.

 

Şarkıda, Filistinli rap sanatçısı MC Abdul, Filistin asıllı ABD vatandaşı yazar Amer Zahr ve şarkıcı Anees Mokhiber gibi isimler yer aldı.

 

Sanatçı, şarkıdan elde edilen gelirlerin hepsinin geçen şarkıda uygulandığı gibi, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yollanacağını bildirdi.

 

Filistinli foto muhabiri Motaz Azaiza'nın Filistinli çocukları resmettiği fotoğraflarına yer verilen şarkıya, Los Angeles Filistin Çocuk Korusu'da katkı sağladı.

 

Amerikalı rap sanatçısı Macklemore’un Filistinli sanatçılarla beraber çalıştığı yeni şarkısı "Hind's Hall 2"nin klibindeki karelerden biri, Ayşenur Ezgi Eygi'nin fotoğrafı oldu.

Klipte İstanbul dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde Filistin'e destek gösterilerinin görüntülerine de yer verildi.

 

Macklemore, şarkıda ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların Başkan adayı Kamala Harris'e seslenerek, "Kamala dinliyor musun bilmiyorum ama silah ve para desteğini bırak, Michigan'ı kazanamayacaksın. Kararlıyız ve kesinlikle taraf değiştirmeyeceğiz çünkü tüm dünya artık Filistinli" ifadelerini kullandı.

 

Şarkı ismini, Columbia Üniversitesindeki Filistin'e destek protestoları sırasında "Hamilton Hall"a öğrencilerin Gazze'de öldürülen altı yaşındaki Filistinli Hind Rajab'ın adını verdikleri "Hind's Hall" adlı binadan alıyor.

 

https://youtu.be/kNcqu6Jakfs

20 Eylül 2024 Cuma

Şair, yazar ve fikir adamı İsmet Özel anlatıyor

Şair, yazar ve fikir adamı İsmet Özel anlatıyor: "Kadınlar, kocalarına veyahut oğullarına 'Ben senden yüksek gelir beklemiyorum, ben sadece senin helal para kazanmanı istiyorum' deseler, Türkiye'nin yüzü birdenbire değişir!"
https://youtu.be/5TYt3z7Sw88?si=8jjT_uq3iDcMx-7b

“İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara müjdeler olsun! Onların varacağı yer ne güzel yerdir.”

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara müjdeler olsun! Onların varacağı yer ne güzel yerdir.” (Ra’d, 13/29.)

Cumanız mübarek olsun.  

17 Eylül 2024 Salı


Bugün 17 Eylül 2024... Adnan Menderes'in idam edilmesinin üzerinden 63 yıl geçti. 

Menderes’in yaşamı, başarıları ve demokrasi uğruna verdiği mücadele, aradan geçen onca yıla rağmen hala canlı bir şekilde hatırlanıyor.

27 Mayıs 1960’ta, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup subay darbe yaparak yönetime el koydu. Menderes, gözaltına alınarak Yassıada’da hapsedildi. Burada aylarca süren adil olmayan yargılamalar sonunda, 15 Eylül 1961'de idam cezasına çarptırıldı.

17 Eylül'de idam edildi. Bu karar, Menderes’in demokrasi mücadelesine trajik bir son noktayı koydu.

Adnan Menderes, Türk siyasi tarihine “demokrasi şehidi” olarak geçti. Halkın sevgisini kazanan, güçlü bir Türkiye hayaliyle yürüdüğü bu yolda, Türk demokrasisi için önemli bir figür olmayı başardı. 

Merhum Başbakan Adnan Menderes ile çalışma arkadaşları Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı idam edilişlerinin 63'üncü yılında rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

https://youtube.com/shorts/83DaXgHK6t8?si=gNJ5_u4d9VNguQCp

16 Eylül 2024 Pazartesi

Türkiye'deki Bürokratik Oligarşi Sorunu


Gazeteci yazar, Sabah gazetesi köşe yazarı ve Ankara temsilcisi, tv programı yorumcusu Okan Müderrisoğlu, Sabah gazetesindeki köşe yazısında Türkiye'deki bürokratik oligarşi sorununu irdeledi. Müderrisoğlu, kamu yönetiminde yaşanan yapısal problemlerin siyasetin etkinliğini zorlaştırdığını belirtti. Yazısında, mevcut sistemdeki uyumsuzlukların reform ihtiyacını açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Müderrisoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin etkili işlemesi için bürokratik reformların acil bir gereklilik olduğunu vurguladı.

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2024/09/12/su-burokratik-oligarsi-meselesi?f=sm&utm_source=twitter.com

14 Eylül 2024 Cumartesi

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun

Bu gece (12 Rebiülevvel 1446), insanlığa hakkı, hakikati, adaleti, merhameti anlatan; hukuku, hikmeti ve güzel ahlakı gösteren Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallah-ü Aleyhi ve Sellem’in yeryüzünü teşriflerinin 1453. yıl dönümüdür.

Bu mübarek gecenin, başta Gazze’de zulüm altında inlemekte olan Filistinli ve Doğu Türkistanlı Müslümanlar olmak üzere tüm mazlum milletlerin yürek acılarını ve gözyaşlarını dindirmesine, milletimiz, gönül coğrafyamız ve acılar içerisinde kıvranan âlem-i İslam ile tüm insanlığın ebedi barış ve huzurlarına vesile olmasını temenni ediyorum. Dualarınız kabul, Mevlid Kandili’niz mübarek olsun.

https://youtu.be/i9M61Wt-Kvw?si=W1fVhKOzBsldgkcY

13 Eylül 2024 Cuma

Ahkâf, 46/15.

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rabbim, bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana nasip et. Neslimi de salih kimseler eyle. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” (Ahkâf, 46/15.) 

Cumanız mübarek olsun. 

https://youtu.be/8BI7ig-tGFo

8 Eylül 2024 Pazar

Nablus Valisi, Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrail askerleri tarafından öldürülmesine tepki gösterdi

Washington Üniversitesi’nde hem Psikoloji hem de Orta Doğu Dilleri'nde çift dal yapan ve ABD vatandaşlığı da bulunan Ayşenur Ezgi Eygi, İsrail'in işgaline karşı Filistin'e destek vermek için gittiği Batı Şeria’nın Nablus kentinde İsrail askerleri tarafından başından vurularak katledildi.

Eygi, Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı barışçıl ve sivil yöntemlerle Filistinlilere destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) gönüllüsü bir insan hakları aktivistiydi.

Terör devleti Siyonist İsrail'in Batı Şeria’daki işgal karşıtı sivil bir protestoya karşı yaptığı barbarca müdahaleyi lanetliyor, saldırıda hayatını kaybeden Ayşenur Ezgi Eygi’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Allah şehâdetini kabul eylesin. Âmin.

https://youtu.be/GK_674gYlUo?si=SdTxjhwfvRh5LG0E

7 Eylül 2024 Cumartesi

Prof. Dr. Aziz Sancar'ın, "Ben Nobel aldım..." sözüne eşinden unutulmaz cevap: "Aziz çöpü dışarı çıkar!"

Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, katıldığı televizyon programında samimi açıklamalarda bulundu. Nobel'i aldıktan sonra evinde yaşadığı bir olayı anlatan Sancar, izleyenleri güldürdü.

Aziz Sancar, o anları şu sözlerle anlattı: "Eve gittim, baktım Aziz çöpü dışarı çıkaracaksın diyor. 'Ya ben Nobel aldım..' dedim. Sen yine de çöpü dışarı çıkaracaksın dedi. Ondan sonra Nobel işini karıştırmadık ev işlerinde.."

https://youtu.be/a40MeTwXQPA?si=bt1sRglLH45aGANK