Merhum meslektaşımız Prof. Dr. Mehmet Ergenoğlu, meslek hastalığı nedeniyle ölmüş ve 4A’lı olsa evlatlarına maaş bağlanması gerekecekken, 4B’li sayıldığından bu yapılmamış ve vicdanları yaralayan hak kaybına uğramıştır.
Prof. Dr. Mehmet Ergenoğlu, bir Kalp ve Damar Cerrahisi (KVC) uzmanıydı. Çukurova Üniversitesinde aldığı tıp ve KVC eğitiminin ardından Amerika (Houston ve Cleveland) ve Belçika’daki önemli üniversite ve hastanelerde altı yıla yakın çalışmıştı. Ülkesine döndüğünde otuz sekiz yaşındaydı. İyi insan, iyi hekimdi; kurtardığı yüzlerce hayatla, binlerce kişinin yaşamına dokunmuştu. Türkiye’deki akademik ortam ve özel hastanelerdeki çalışma koşullarının çarpıklığı nedeniyle pek çok hekim gibi o da bir özel hastane zincirinden diğerine savrulurken, 2012 yılında doçent, 2018 yılında da profesör unvanı aldı. Artık elli iki yaşındaydı. Evlenmiş, iki kızı olmuştu.
Yaşamının önemli bir bölümünü masa başında çalışarak, bilimsel makaleler yazarak, nöbetlerde, yoğunbakımlarda ve ameliyathanelerde hayat kurtararak geçirmişti. 2020 yılında Covid-19 pandemisi başladığında bir vakıf üniversitesinin tıp fakültesinde öğretim üyesiydi.
Çoğu vakıf üniversitesi-özel hastane yapılanmasında, Prof. Ergenoğlu’nun çalıştığı kurumda da olduğu gibi, öğretim üyesi hekimlerin; üniversitede iş sözleşmesi (4A - bordrolu), hastanede ise hizmet alım sözleşmesi (4B - şirket) ile çalıştırılması bundandı.
Yaratılan ikili çalışma hukukuna dayanılarak aynı çatıda bulunan; üniversitede SSK’lı, hastanede ise BAĞ-KUR’luydu bu hekimler.
Üniversitede “hoca”, hastanede ise hak edişi kadar şirket faturası kesen bir taşerondu. 4A’lı olması YÖK açısından yasal bir zorunlulukken; hastanede 4B’li olması özel sağlık sermayesinin bir dayatmasıydı.
Bu yolla özel hastaneler mali ve hukuki tüm sorumluluklarından kurtuluyor; hekimler ise yaptırımlar, çalışma koşulları ve yükümlülükler bakımından aslında 4A’lı, yani işçi gibi çalıştırıldıkları halde 4B’li oldukları için tüm iş haklarından yoksun bırakılmış oluyordu.
Dr. Mehmet Ergenoğlu da, İstanbul’daki özel hastane hekimlerinin yaklaşık yüzde 80’i gibi bu adaletsiz koşullarda çalıştırılıyordu. Ve ne yazık ki görev yaptığı sırada COVID-19 hastalığına yakalanarak 15 Mart 2021’de yaşamını yitirdi.
Meslek hastalığı nedeniyle vefat ettiği saptanarak iki kızına maaş bağlandı. Her şey şaşırtıcı bir şekilde olması gerektiği gibi gidiyordu; ta ki Esenyurt SGK Müdürlüğü’nün “Bağlanan gelirin kesileceği ve o güne dek yapılmış ödemelerin tahsil edileceği”ni belirten Mart 2023 tarihli yazısına kadar.
Bu karar, “Prof. Ergenoğlu’nun koronavirüse maruz kaldığı sırada hem öğretim üyesi (4A) hem de hekimlik hizmet alım sözleşmesi (4B) ile çalıştığını, ancak meslek hastalığının, o sırada eğitim faaliyeti olmadığı için 4B ile çalıştığı sırada oluştuğu, bu nedenle gelir bağlanmasının mümkün olmadığı” gibi akıldışı ve “zorlama” bir gerekçeye dayandırılıyordu.
Hâlbuki mahkemede aksi yönde görüş bildiren fakülte dekanı da dâhil olmak üzere herkes biliyordu ki tıp eğitimi sadece amfilerde verilen bir disiplin değildir. KVC eğitimi de tıpkı diğer klinik dallarda olduğu gibi, doğrudan hastanede ve hastalara hizmet sunularak da verilmektedir.
Raporda, Prof. Ergenoğlu’nun görevi ikiye bölünmüş, iki görevin birbiriyle ilişkisi yokmuş gibi değerlendirilmiş ve virüsle, öğretim üyesi olarak değil, hekim olarak karşılaştığı gibi mantık dışı ve trajikomik bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kaldı ki öyle bile olsa; üniversite, hastane yöneticileri hatta devlet de biliyor ki Dr. Ergenoğlu hizmet satın alınan bir taşeron değil, hastanenin çalışanıdır ve 4B’li olması özel sağlık sermayesinin menfaatleri için uydurulmuş ve kendisine dayatılmış bir durumdur.
Devam etmekte olan Mehmet Ergenoğlu davası, özel hastane patronlarının hekimleri neden 4B’li çalışmaya zorladıklarını açıkça ortaya koyan trajik bir örnektir. Kendi bünyesinde çalışan bir işçisi meslek hastalığı nedeniyle ölmüş ve 4A’lı olsa evlatlarına maaş bağlanması gerekecekken, 4B’li sayıldığından bu yapılmamış ve vicdanları yaralayan hak kaybına uğramıştır.
https://istabip.org.tr/7917-prof-dr-mehmet-umit-ergenoglu-nun-ailesine-haklari-iade-edilmelidir.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder