Paralel örgütlenme ile başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere gizlice devletin tüm kılcal damarlarına sızan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte gerçek yüzünü Aralık 2013'te göstermiştir. Türkiye'de Aralık 2013'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen operasyon, FETÖ'nün hükümete karşı yürüttüğü operasyonların başlangıcı kabul edilmiştir.
FETÖ/PDY Terör Örgütü Soruşturması kapsamında İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeliği ve İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’nden 672 Sayılı KHK ile kamu görevinden uzaklaştırılan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 02.08.2016 tarih ve 2016/85532 nolu soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alınarak savcılık sorgularının ardından Nöbetçi İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nce adli kontrol hükümleri uygulanılan İhsan BAKIR’ın İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’nde Genel Sekreter ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı görevinden alındıktan sonra İstanbul Çekmece Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bünyesinde görevlendirilmiş olan Keramettin KURT’un İdari Başkan, Necati TAŞKIN’ın da Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başhekim olarak görev yaptığı dönemde Anayasa değişikliğiyle yapısı değiştirilerek, terör örgütü mensuplarının kontrolüne geçen HSYK'nın, bu gruplardan kurtarılması için yapılan düzenlemelerin ardından seçime gidilmesi üzerine HSYK'nın 10 asıl 6 yedek üyesini belirlemek için 12 Ekim 2014'te yapılan seçimlerde kulis faaliyetinde bulunmak amacıyla istirahat raporu almak isteyen FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpası savcılarından meslekten ihraç edilen firari Savcı Celal KARA’ya Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Op. Dr. Suat Can ULUKENT ve Op. Dr. Hayrettin VAROLGÜNEŞ üzerinden istirahat raporları verildiği ortaya çıkınca 20 Ocak 2017 tarihinde Esenyurt Devlet Hastanesi Başhekimliği görevinden alınan Necati Taşkın’ın Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olarak göreve başladığım 2017 senesi Şubat ayında şahsım ile ilgili mükerrer şekilde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuştur.
Her ne kadar Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ahmet Yaşar AL’ın hazırlamış olduğu iddianame ile ceza davası açılmış ise de Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi 24/01/2020 Tarihli ve E:2017/252 K:2020/110 Nolu İlamı ile atılı suçtan beraat kararı verilmiştir. (EK-1)
İlk derece mahkemesince verilen hükümlere karşı katılan vekili istinaf yoluna başvurmuş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi'nin 2020/1855 Esas ve 2022/989 Karar numaralı 06/04/2022 Tarihli Kararında "Yapılan yargılama sonunda, sanıkların beraatine dair gerekçesi gösterilerek verilen hükümlerde usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan katılan vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla CMK'nın 280/1-a maddesi gereğince İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE" karar verilmiştir. (EK-2)
Konu dosyaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin E:2023/3968 ve K:2025/11787 numaralı 24.06.2025 Tarihli ilamında ise "Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi kararında Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun'un 289/1. maddesi ile sair nedenler yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık bulunmadığından, 5271 sayılı Kanun'un 302/1. maddesi gereği, tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA" şeklinde hüküm kurulmuştur. (EK-3) Yargıtay kararı uyarınca hakkımda verilen beraat kararı onanmış ve kesinlik kazanmıştır.
EK-1: Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24/01/2020 Tarihli ve E:2017/252 K:2020/110 Nolu İlamı
EK-2: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi'nin 06/04/2022 Tarihli ve E:2020/1855 K:2022/989 Nolu İlamı
EK-3: Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 24.06.2025 Tarihli ve E:2023/3968 ve K:2025/11787 Nolu İlamı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder