21 Mart 2021 Pazar

Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmıştır.

Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan karar ile Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmıştır. Bu kararla başlayan süreç; ırmağın, yatağına döndüğünün ilk işareti olarak önemli, anlamlı ve değerlidir.

Böylelikle #İstanbulSözleşmesi’nin toplum değerleri ile bağdaşmayan kısımlarının, Türkiye’nin kadına şiddet ile mücadelesine ve kadın hakları konusundaki adımlarına gölge düşürmesinin önüne geçilmiş olunacaktır.

Son 10 yıllık istatistiklere göre en az kadın cinayeti 2011'de işlenmiştir. Son 10 yıl içinde kadın cinayetleri 3 kat artmıştır. Açıkça görülüyor ki, #İstanbulSözleşmesi, kadın cinayetlerini durduramamış aksine 3 kat artmıştır.

11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan İstanbul Sözleşmesi'nin, geçen zaman zarfında kadına şiddeti önlemekten ziyade eşcinselliği meşrulaştırmak ve aile, milli kültür ve kadim medeniyet değerlerlerimizi yok etmeye matuf olduğu görülmüştür.

Bu nedenle; Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılması, doğru ve yerinde bir karardır, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorumEmeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Bu kararın ardından yasama organına önemli bir görev düşmektedir. Cinsiyet ayrımını merkeze almadan, toplumun haksızlığa uğrayan tüm bireyleri için yeni bir düzenleme ivedilikle yapılmalıdır.

Bu irade istikametinde; İstanbul Sözleşmesi'nin 52. maddesine dayalı 6284 nolu yasanın değişmesi yönünde çalışmalar başlatılmalıdır. Bu çerçevede, CEDAW ve Lanzarote Sözleşmesi’ni de hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder