Başkomutanlık
Meydan Savaşı’nda nice feragat, nice fedakârlık, dökülen nice şehit kanıyla
kazanılmış büyük zaferimizin yüzüncü yıl dönümünde; her aşaması kahramanlık
destanlarıyla dolu 30 Ağustos Zaferi’nin Başkomutanı, ilk Cumhurbaşkanımız ve
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal
Savaşımızın tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd
ediyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü kutlu olsun.
Azerbaycan ordusu kontrol altına aldığı Laçın'da bayrak dalgalandırdı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, şehre giren askerlerin komutanı, bayrak asılan binanın önünde Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e hitaben, "Sayın Başkomutanım, emrinize binaen Azerbaycan ordusu Laçın şehri ile Zabuh ve Sus köylerini tam kontrol altına aldı. Laçın kent merkezinde Azerbaycan bayrağı dalgalanmaktadır. Yaşasın Azerbaycan. Yaşasın Başkomutan." ifadelerini kullandı. Bu vesileyle tüm Laçınlıları ve Azerbaycan halkını tebrik ediyorum. Yaşasın Laçın! Yaşasın Azerbaycan! https://youtube.com/shorts/KJBa_UIT4Fk?feature=share
Bir kültür değerimizin uluslararası değer olması: Twelve Girls Band Chinese’in Freedom albümünde yer alan Santuri Ethem Efendi’nin Şehnaz Longası https://youtu.be/MmGzuexpEXQ
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin Hakk’ın rahmetine kavuşan muhtereme validesi Huriye teyzemize, Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ruhu şâd, kabri nur, mekânı cennet olsun. Değerli başkanımız başta olmak üzere kederli ailesine, dost, akraba ile sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Büyük Taarruz'un başlangıcının 100’üncü yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere millî mücadelemizin tüm kahramanlarını şükranla yâd ediyorum. https://youtu.be/7dmS2G6llTo
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım
ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” (Muhammed, 47/7.)
Üyesi
olduğum uzmanlık derneği emekli psikiyatri profesörü hocamıza çalışmaları ve
mesleğe katkıları nedeniyle onur plaketi verme amacıyla davet düzenlemişti.
Hocamız ilerlemiş yaşına karşın hayli dinç ve sağlıklı görünüyordu. Konuşmalar
ve plaket töreni ardından yemek faslına geçildi.
Hazırlanan
büyük masada hocamızın teşekkür konuşmasını dinledik. Sonra üniversite ile
ilgili mesleki bir iki konu tartışıldı. Ortamın samimiyetinden de cesaret
alarak bir sessizlik anını fırsat bilip sorumu sordum;
-
Hocam, bu bizim millet niye böyle? Niye kitaplarda yazanlardan farklıyız? Niye
hep bir şeyler eksikmiş hissine kapılıyoruz. Biz niye böyleyiz?
-
Ne sormak istediğini sanırım anladım. Kaçamak yanıt yerine doğrudan tatminkâr
yanıt istiyorsun. Peki öyleyse.
Daha
sonra, insanların toplum içinde üstlendikleri sosyal roller olduğunu, sağlıklı
ruh halinden söz edebilmek için kişinin toplumda üstlendiği bu rolleri tam
olarak yerine getirmesinin şart olduğunu, bu rollerin (hekim, avukat, öğretmen,
anne, baba vb.) hakkını vererek oynanmaması halinde sağlıklı ruh yapısından söz
edilemeyeceğini anlattı. Tam olarak yerine getirilemeyen sosyal rollerin ruh
sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı. Sonra bana bakarak;
-
Bu sosyal rollerin tam olarak uygulanabilmesi için üç unsurun bir arada olması
gerekiyor.
Birincisi
oynadığınız sosyal rolün gerektirdiği bilgi birikimine sahip olmak, ikincisi o
rolün gerektirdiği sorumlukların idrakinde olmak ve üçüncüsü de oynanan rolün
gerektirdiği ahlaki olgunluk ve donanımda bulunmak.
Masadakiler
sessizce dinliyor, merakla sözün geleceği yeri bekliyordu.
-
Bizim insanlarımız sosyal rollerini oynarken genellikle bu üç öğenin bir ya da
ikisi eksik oluyor.
Hepimiz
görüyoruz. Bakıyorsunuz alanında bilgili donanımlı iyi bir hekim, öğretim üyesi
ama kazanç elde etmek uğruna sorumluluklarını bırakıp üniversitedeki görevini
aksatabiliyor. Veya bilgili ve donanımlı bir hekim olmasına, ahlaklı
davranmasına karşın hastaları rahatsız etmesinler diye akşamları telefonunu
kapatacak kadar sorumluluk kaçkını olabiliyoruz. Her meslekte her durumda
yaşıyoruz bunları. İyi aile babası veya annesi olarak tanınan birinin
donanımlı, bilgili ve ahlaklı olmasına karşın sorumluklarından kaçabildiği veya
ahlaksızlıkları ile anıldığını magazin basınından hep okuyoruz.
Bu
üç ögenin bir araya gelmemesi toplumun genelinde gözlenen ve “biz neden
böyleyiz?” diye sorma ihtiyacı duyduğun sağlıklı olmayan ruh halinin
yaygınlığını gösteriyor bizlere, delikanlı.
-
Peki, bu hale nasıl geldik?
Hocamız
bardağından bir yudum su aldı, gülümseyerek masadakilere baktı ve sürdürdü
sözlerini;
-
Halkın kendini yönetmesi demek olan demokrasi geleneği yaşadığımız topraklarda
pek yoktu veya zayıftı. Böylesi bir toplumun birden özgürlük ve demokrasi ile
karşılaşması demokrasinin özünde olan hoşgörü kavramının yanlış algılanması
sonucunu doğurdu.
İnsanlar
birbirilerine tahammül gösterip kendinden farklı olana hoşgörü göstereceğine
kendilerindeki eksik veya yanlışların hoş görülmesini bekler hale geldi.
Demokrasi
ve özgürlük bireyin kendi eksik ve yaramaz hatalarının hoş görülmesi biçiminde
yanlış algılandı ve algılanmaya devam ediyor.
Bilmem
hangi belediye başkanı için “Çaldı çırptı ama iyi icraatlar da yaptı” denmesini
ve bunun toplumda kabul görmesini başka nasıl açıklarız?
Sosyal
rollerini hakkıyla yerine getirmeyen, üstelik bunun farkında olup hoş görülmeyi
bekleyen insanlar olduk.
Bence
biz bunun için böyleyiz.
Masadaki
diğer öğretim üyelerinden biri hocamıza dönerek;
-
Hocam belirttiğiniz sosyal rolleri hakkıyla oynamayı başaran, sözünü ettiğiniz
üç öğeyi bir araya getiren insanlar hiç mi yok, aramızda?
-
Olmaz mı? Nevrotik psikiyatri hastalarının büyük kısmını onlar teşkil ediyor.
Biz psikiyatrlar ekmeğimizi onlardan kazanıyoruz. İşlerini hakkıyla yerine
getirdikleri için acı çekiyorlar biz de onların böyle bir topluma uyum
göstermemelerini normal kabul edeceğimize tedavi etmekle uğraşıyor, akıntıya
kürek çekiyoruz.
Hocamızın
yanında oturan hanım “Peki bunu düzeltmenin bir çaresi yok mu?” diye sorunca
hocamız ona dönerek;
-
Bu konuda karamsarım. Büyük emek, zaman ve sabır gerekiyor.
Başarıya
indeksli tüketim toplumu olduk. Kimsenin buna ne zamanı ne de tahammülü var.
Herkese
genç, güzel, yakışıklı ve başarılı olmaları, tüketerek yaşamaları öğretiliyor.
Bunları yapabilenlerin sağlıklı ve mutlu yapamayanların ise mutsuz, huzursuz
olacağı mesajı veriliyor. Dahası biz psikiyatrlar da ne yapacağımızı, neyi
tedavi edeceğimizi şaşırdık sanırım.
Azınlıktaki
sağlıklıları acı çekmesinler diye çoğunluktakilere uydurmaya uğraşıyoruz diye
kaygılanıyorum.
Masada
uzun süren bir süre sessizlik oldu. Hocamız dernek başkanına plaket için
teşekkür etti. Sonra göz göze geldiğimizde bana dönerek “Soruna yanıt oldu mu,
bilemem delikanlı ama benim de dertleşmem gerekiyormuş anlaşılan” dedi. İzin
isteyip ayrıldı.
Davet
çıkışı şehrin kalabalık trafiğinde ilerlerken garip bir suçluluk duygusu
içindeydim. Rolünü düzgün oynamaya çalışan tanıdığım az sayıda insan için
önyargılarım ve kendi sosyal rollerimdeki eksiklerim geliyordu aklıma. Dahası
bu eksiklerin hoş görülmesi için kendimi ve çevremdekileri ikna etme çabalarım
daha da çok rahatsız etmeye başlamıştı.
Şu
lanet trafik de bir türlü açılmak bilmiyordu.
Not:
Bu yazı değerli hocam Prof. Dr. Özcan Köknel’e ithaf olunmuştur.
Sakarya Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu hocamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, Şâfi-i Hakikî olan Rabbimizden acil şifalar niyaz ediyorum.
Azerbaycan’ın bağımsızlığına ömrünü adayan, Türk milletinin tek bayrak altında toplanmasını savunan Türk dünyasının ve Azerbaycan halkının unutulmaz lideri, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi Genel Başkanı, Azerbaycan’ın demokratik yolla seçilen ilk cumhurbaşkanı merhum Ebulfez Elçibey’i, ebediyete irtihalinin 22’nci sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyorum. Ruhu şâd, kabri nur, mekânı cennet olsun. https://youtu.be/oEPEUihnIJA
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın: Müslümansan! https://www.facebook.com/photo/?fbid=10161233678029796&set=a.10150100534109796
Portekiz temsilcisi Benfica'nın resmi sponsoru olan havayolu firması Emirates, maç öncesinde uçaklarda uygulanan güvenlik anonsunu Işık Stadı'nda uyguladı. 65 bin taraftarın büyük beğenisini kazanan bu tanıtım sosyal medyada da ilgi uyandırdı.
Gaziantep-Nizip karayolunda bir otomobilin dere yatağına düştüğü kazaya müdahale etmek için olay yerine gelen ambulans, itfaiye ile İhlas Haber Ajansı'nın canlı yayın aracına, devrilerek kayan yolcu otobüsünün çarpması neticesinde meydana gelen elim zincirleme trafik kazasında ilk belirlemelere göre görevlerinin başında kaybettiğimiz 4 sağlık görevlisi, 3 itfaiye personeli ve 2 İHA muhabiri ile hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah Teâlâ’dan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor, acılarını yürekten paylaşıyorum. https://youtu.be/9qZjsU5EaAQ
Peygamber Efendimiz (s.a.v)şöyleniyazda bulunuyor: “Allah’ım! Beni amellerin ve ahlakın en güzeline kavuştur.
Bunların en güzeline ancak sen ulaştırırsın. Beni kötü işlerden ve kötü
ahlaktan da muhafaza et. Onlardan ancak sen koruyabilirsin.”(Nesâî, İftitâh, 16.)
İmza attığı ölümsüz eserlerle adını Türk
müzik tarihine yazdıran Türk pop müziği şarkıcısı, besteci ve söz yazarı merhum
Kayahan, izleyenleri düşündüren şu ifadeleri kullanmıştı:
"Helal ve haram. Bunu bilen bir
dünyada hiçbir problem çıkmaz. Helali haramı bilen, 'Cenab-ı Allah'ın verdiği
canı Allah'tan başka kimse alamaz'ı bilen... Bunları öğretelim insanlara."
14 Ağustos 2022 Pazar günü saat 21:00'de Balıkesir Altınoluk Amfi Tiyatro'da düzenlediği açık hava konserinin hatırı sayılır gelirini, Konyalılar Derneği’nin burs desteği sağladığı üniversite öğrencilerine bağışlama kararı alan, şarkıcılık kariyerinin yanı sıra yıllardır hayırsever kimliğiyle de ön planda olan, başkanlığını yaptığı AHBAP Platformu ile ihtiyaç sahibi kişilere yardım eli uzatan, Rock müziğin başarılı isimlerinden Haluk Levent ve ekibine bu duyarlı, özverili ve ulvi davranışından dolayı en içten teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. https://youtu.be/BB7i_qpPqIY
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinin Yayla köyünde yaşayan ve halay videoları ile ünlenen 'Sofi Ömer' lakaplı Ömer Çelik'in videosu, dünyaca ünlü şarkıcı Justin Bieber tarafından Instagram'da paylaşıldı.
Ünlü sanatçı Haluk Levent, 14 Ağustos
Pazar günü Balıkesir Altınoluk’ta vereceği konserin gelirini Konyalılar
Derneğinin burs desteği sağladığı üniversite öğrencilerine hediye edecek
Türk rock müziği sanatçısı Cem Karaca hayattayken yayınlanan son albümünde yer alan “Allah Yar” ilahisinin sözü ve bestesi de Cem Karaca’ya aittir. https://youtu.be/vHl6qPhNuoo
Türk rock müziği sanatçısı Cem Karaca: “Dünyada sevilecek bir şey varsa gerçek anlamıyla sevilecek bir şey varsa bu ne efendime söyleyeyim paradır, ne bir hatunun mahcemalidir, ne efendime söyleyeyim şandır şöhrettir, ne şudur ne budur. Gerçek anlamıyla sevilmesi gereken 'Yar' diye anılması gereken bir tek kavramı biliyorum o da Yüce Allah'tır.” https://youtube.com/shorts/G7GsGz0Bly0?feature=share
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı güven hissettikleri kişidir.” (Tirmizî, İman, 12.)
SBK listesi medyada bir gazetecinin daha biletini kesti!
‘halktv.com.tr’ Dinçer Gökçe‘nin görevine son verdi.
Hürriyet Gazetesi'nde 18 Ocak 2018 tarihinde ön sayfadan
girilerek "Türkiye'nin Utanç Listesi" başlığı altında “Kanuni Sultan
Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çocuk yaşta gebelik ve doğum
vakalarının ilgili makamlara bildirilmediğine” yönelik yapılan haber ile
şahsıma itibar suikastı düzenlemiş olan, FETÖ soruşturması kapsamında medya
yapılanması iddialarına ilişkin düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar
arasında bulunan, hakkında yürütülen FETÖ soruşturması tamamlanan ve terör
örgütüne yardım etme suçu kapsamında yargılanan, Sezgin Baran Korkmaz ile
ilişkili kişileri içerdiği iddiasıyla sosyal medyada dolaşıma giren ‘SBK
listesinde’ yer alan Dinçer Gökçe‘nin görevine ‘halktv.com.tr’ son verdi.
Dinçer Gökçe daha önce de hakkındaki bazı iddialar
nedeniyle Hürriyet‘ten kovulmuştu.
Hicret, Aşûre ve Kerbelâ, dünyanın hangi bölgesinde yaşarsa yaşasın, hangi dînî-kültürel alt kimliğe ya da mezhebî ve meşrebî yapıya mensup olursa olsun, bütün Müslümanlar için önemli ortak noktalar ve duygular ifade etmektedir.
Bugün, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) diliyle “Allah’ın ayı” olan Muharrem’in 10. günü Âşûrâ’nın ve özellikle Hicri 61. yılını kıyamete kadar hüzün yılı olarak zihin ve gönüllere kazıyan Kerbelâ’nın yıldönümüdür.
Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar için dayanışma, ikramlaşma, yardımlaşma, kaynaşma, bolluğun ve bereketin simgesi olan 10 Muharrem #AşûreGünü mübarek olsun.
Bu vesileyle başta Resûlüllah (s.a.s)’in sevgili torunu, Hz. Aliyyü’l-Murtaza’nın, Hz. Fatımatu’z-Zehra’nın ciğerparesi Seyyidü’ş-şühedâ Hz. Hüseyin Efendimiz ve beraberindeki Kerbelâ şehitlerimiz olmak üzere Kerbelâ'dan günümüze kadar din, iman, vatan ve mukaddesat uğrunda feday-ı can eden tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Rabbimiz, bakınız ne buyuruyor: “İnsanların kendi elleriyle yapıp
ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş
yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm, 30/41.)