Yüce Rabbimiz, İsrâ sûresinin ilk ayetinde “Bir gece,
kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulu Muhammed’i Mescid-i
Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her
türlü eksiklikten münezzehtir.” (İsrâ, 17/1.) buyurmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s), yüreğimizin Kudüs ve Mescid-i Aksâ ile çarpmasını,
her daim oraya sahip çıkmamızı emretmiştir. (Ebû Dâvûd, Salât, 14.)
Ancak bugün, miracın şâhidi olan ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ mahzun. Tevhidin
beşiği, emin belde Kudüs işgal altında. Gazze kan ağlıyor. Siyonist işgalci
zalimler, tüm dünyanın gözü önünde Filistinli Müslümanlara soykırım uyguluyor.
Onları açlık ve susuzluğa mahkûm bırakarak vatanlarından göç etmeye
zorluyorlar. İmkânsızlıklar altında hastanelerde tedavi gören hastaları dahi zalimce
katlediyor. Çadırları dahi yakıyor, onlara hiçbir şekilde hayat hakkı
tanımıyor.
Yaşanan bu vahşet, sadece Müslümanların değil bütün insanlığın ortak sorunudur.
Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen cinayetlere seyirci kalmak hatta destek
olmak, bütün insanlığın ayıbıdır. Zira kendilerini diğer insanlardan üstün
tutan, yeryüzünü özel mülkleri gören zalimler, sadece Müslümanların değil,
bütün insanlığın geleceğine kastetmektedir.
Sözde insan hakları savunucuları ise İslam beldelerindeki katliam ve soykırımlara
göz yumarak, insani değerlerin ayaklar altına alınmasına ses çıkarmayarak
zalimlere destek olmaktadır.
Unutmayalım ki; herkesin, her zaman kötülüğe engel olmak için yapabileceği bir
şeyler mutlaka vardır. Zulme engel, mazluma umut olmak için caydırıcı rol
üstlenelim; elimizle, dilimizle ve kalbimizle ne gerekiyorsa yapalım. Nitekim
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Kim bir
kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü
yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin...”
(Müslim, Îmân, 78.)
Emperyalistlerin desteğini arkasına alan katil İsrail’in Gazze’deki mağdur ve mazlum Filistinlilere yönelik sistematik ve yaygın biçimde gerçekleştirdiği soykırım ile savaş suçu teşkil eden saldırılarının sona erdirilmesi ve bölgede kalıcı barışın sağlanmasına yönelik gerekli adımların atılmasına dair uluslararası aktörlerin aksiyon alması için Mübarek Cuma gününün şu icabet vaktinde ellerimizi semaya açıp Allah'a gönülden dua edelim:
“Rabbimiz! Bize sabır ve dayanma gücü ver. Ayaklarımızı senin yolunda sabit kıl. Kâfirlere karşı bize yardım eyle.” (Bakara, 2/250.)
Cumanız mübarek olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder