Bu Blogda Ara

16 Kasım 2025 Pazar

Kamu Borçlarının Yeniden Yapılandırılması: Vatandaşın Nefes Alması İçin Kaçınılmaz Adım


Türkiye’de son yılların en ağır ekonomik fırtınası, en çok dar gelirli vatandaşları ve küçük işletmeleri vuruyor. Enflasyonun yüksek seyrettiği bu dönemde, milyonlarca insanın omuzlarındaki en büyük yüklerden biri ise kamu borçları. Vergi ve SGK primleri, trafik cezaları, harçlar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kira alacakları gibi ödemeler, artan gecikme faizleriyle birlikte içinden çıkılması güç bir tabloyu beraberinde getiriyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de ifade ettiği gibi yalnızca gelir vergisine ilişkin tahakkuk etmiş alacaklar 2,8 trilyon TL’yi aşmış durumda. Bu sadece hanehalkını değil, ülke ekonomisinin tamamını etkileyen bir tıkanıklığa işaret ediyor.

Güncel düzenlemeler faiz indirimleriyle nefes aldırsa da bu çözüm geçicidir; kapsamlı ve kalıcı bir yeniden yapılandırma yasasına acil ihtiyaç vardır. Vatandaşların, esnafın ve işletmelerin üzerindeki borç yükü azalırsa tüketim canlanacak, yatırımlar artacak, büyüme ivme kazanacaktır. 2023 yılındaki yapılandırma sonrası vergi tahsilatında yaşanan %18'lik artış bunun en somut göstergesidir.

Bugün geciken her adım, yarın daha ağır bir maliyete dönüşmektedir. Borçlarını ödeyemeyen esnaf iflas ederken, SGK primlerini yatırmayan işletmeler hem çalışanlarını hem kendi geleceğini riske atmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tahsil edemediği kira alacakları ise kültürel mirasın korunmasını bile sekteye uğratmaktadır.

Bu nedenle; tüm kamu alacaklarını kapsayan, faizlerin büyük oranda silindiği, 48 aya kadar taksitlendirmeye imkân tanıyan ve bürokrasiyi azaltan bir yapılandırma yasası, Türkiye’nin ekonomik toparlanması için kaçınılmazdır.

Bu çağrı bir af talebi değil; bir toplumsal nefes alma, bir ekonomik iyileşme ve sürdürülebilir kalkınma talebidir.

Türkiye, borçsuz ve güçlü bir gelecek için gerekli adımları atabilir. Bugün atılacak doğru bir hamle, yarın milyonların hayatını değiştirebilir.

 

KKTC’nin 42. Kuruluş Yıl Dönümü ve Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun



15 Kasım 1983 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42. kuruluş yıldönümünü en içten dileklerimle tebrik ediyorum.

Bu anlamlı günde, Kıbrıs Türkü’nün özgürlük, egemenlik ve varoluş mücadelesine önderlik eden Dr. Fazıl KÜÇÜK ile KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ’ı minnet ve rahmetle yâd ediyorum.

Kıbrıs Türk Halkı’nın barış, huzur ve güvenliği uğruna büyük fedakârlıklarla mücadele eden, vatan toprağını canı pahasına koruyarak şehadet mertebesine erişen mücahitlerimizi ve tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi şükranla anıyorum.

Kıbrıs Türk Halkı’nın egemenlik, özgürlük ve devlet olma bilincini bugünlere taşıyan tüm kahramanlara duyduğumuz saygı ve minnet duygusuyla, KKTC’nin barış, istikrar ve refah dolu nice yıllara erişmesini temenni ediyorum.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42. kuruluş yıldönümü kutlu olsun.

https://youtu.be/ff2QU7vkW1U




12 Kasım 2025 Çarşamba

Bozkır Alay Sancağı — Vatanın Onur Sembolü

1896 yılında Osmanlı Devleti tarafından Konya’nın Bozkır ilçesine verilen “Bozkır Alay Sancağı”, Türk tarihinin ilk ve tek “ilçe sancağı” unvanına sahiptir.

Kırmızı atlas kumaştan yapılmış, sim sırma işlemeleriyle bezeli bu sancak, Bozkırlıların cesaretini ve vatan sevgisini simgeliyor. Çanakkale Savaşları’nda da taşınan sancak, bugün Mevlana Müzesi’nde korunuyor ve tarihimizin asil mirasını yaşatıyor.

Bu toprakların ruhu, o sancağın dalgalandığı her an yeniden can buluyor.

#BozkırAlaySancağı #TarihimizinOnuru #ÇanakkaleRuhu #MevlanaMüzesi #Konya

MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN

11 Kasım 2025 tarihinde, Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönüş yolunda Gürcistan-Azerbaycan sınırında meydana gelen elim uçak kazasında, Türk Silahlı Kuvvetlerimize mensup 20 kahraman askerimiz şehit olmuştur.

Görev uğruna gökyüzünde can veren tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve sonsuz saygıyla anıyor; acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve Aziz Milletimize sabır diliyorum.

Ruhları şâd, mekânları cennet olsun. 

#ŞehitlerÖlmez #VatanSağolsun #TSK #11Kasım #C130

 

10 Kasım 2025 Pazartesi

Dr. Hüsam Ebu Safiyye'nin Eşi Albina Ebu Safiyye’nin sözleriyle: “Onun tek suçu yaralıların hayatını kurtarmaktı!”

Dr. Hüsam Ebu Safiyye (Hussam Abu Safiya)

Gazze’nin kuzeyindeki Kamal Adwan Hastanesi eski direktörü Filistinli bir doktordu.

27 Aralık 2024’te İsrail güçleri tarafından hastaneye yapılan baskında gözaltına alındı. O tarihten beri hiçbir suçlama yöneltilmeden idari gözetim altında tutuluyor — neredeyse 11 aydır.

Eşi Albina Ebu Safiyye’nin sözleriyle: “Onun tek suçu yaralıların hayatını kurtarmaktı.”

Hapishane koşulları yürek parçalıyor: Sde Teiman Askerî Kampı’nda işkence, darp, elektrik şoku; Ofer Hapishanesi’nde kalp rahatsızlığına rağmen tıbbi bakım görmüyor. Günde sadece iki kaşık pirinçle besleniyor.

Kendi mesajında: “İsrail hapishanelerinde ölüyoruz, ama kimse umursamıyor.”

Bu yalnızca onun değil — yüzlerce Filistinli sağlık çalışanının ortak kaderi. Amnesty International ve Front Line Defenders, derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyor.

Eşi Albina, iki oğullarını da çatışmalarda kaybettiklerini, ailesinin tamamen dağıldığını belirtiyor.

“Bu sessizliğe karşı sesimizi yükseltmek, en azından bir umut ışığı olabilir.”

#FreeDrHussamAbuSafiya  #GazaDoctors  #HumanRights  #StandWithPalestine

“Bugün Türkiye, yağmur yağmadan ıslandı.”


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk Başkanı, Millî Mücadelenin Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete irtihalinin 87. yıl dönümünde saygı ve minnetle yâd ediyorum.
https://youtu.be/7Edaq--TCYc?si=_0VE9ZqOFhSEb5xs 

9 Kasım 2025 Pazar

Roger Waters’ın Filistin İçin Yapmış Olduğu Savaş Karşıtı Song for Palestine



🎵 Roger Waters – “We Shall Overcome (Song for Palestine)”
Filistin halkının yaşadığı zulme sessiz kalmayan, Pink Floyd’un kurucu üyesi, savaş karşıtı sanatçı Roger Waters, 2009’un sonunda Filistin’e gittiğinde savaşın acı yüzüyle karşılaşır: bombalanmış evler, yıkılmış okullar, harabeye dönmüş hastaneler ve çaresiz insanlar…
O an anlar ki, müziğin sessizliği bozma gücü vardır.
Pete Seeger’in Amerika’daki siyahi direniş için yazdığı “We Shall Overcome” şarkısını, Filistin için yeniden yorumlar. Waters’ın o sakin ama derin sesiyle söylediği bu versiyonu dinlerken kelimeler adeta ilahi bir direnç duasına dönüşür. Her dizede bir umut yankılanır:
“We shall overcome someday...” “Bir gün... tüm bunların üstesinden geleceğiz.”
Belki o gün gözyaşları diner. Belki herkes yeniden evine döner. Ama bu şarkı, unutmamak ve susmamak için var.
📍 Filistin’in sesi, insanlığın vicdanı…

8 Kasım 2025 Cumartesi

Kocaeli’de Trajik Patlama: “Kaza Değil Cinayet”




Ruhsatsız parfüm imalathanesinde çıkan yangında altı kadın işçi, ikisi çocuk yaşta, yaşamını yitirdi. Aylar önce yapılan CİMER şikayetleri görmezden gelindi. Kadın emeği, çocuk işçiliği ve denetimsizlik bir kez daha ölüm getirdi.

Yangın, Dilovası’nda ruhsatsız bir parfüm imalathanesinde çıktı

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde sabah saatlerinde meydana gelen patlama ve yangın, küçük bir parfüm dolum tesisini birkaç saniye içinde alev topuna çevirdi. 12 işçiden altısı —hepsi kadın, ikisi çocuk yaşta— hayatını kaybetti. Dört işçi yaralı olarak kurtuldu, ikisi ise mucize eseri sağ kaldı. Fabrikanın ruhsatı, yapı izni ve temel güvenlik donanımları yoktu. İşçiler, sigortasız ve güvencesiz şekilde çalıştırılıyordu.

CİMER şikayetleri uyarıyordu: ‘Kadınlar sigortasız, çocuklar tehlikede’

16 Aralık 2024 tarihli bir CİMER başvurusunda, aynı fabrikanın koşulları şu sözlerle anlatılmıştı: ‘İsimsiz bir parfüm dolum yerinde kadınlar ve çocuklar sigortasız çalıştırılıyor. İş güvenliği yok, yemek parasını bile işçiden kesiyorlar.’ Bu açık ihbarın ardından hiçbir resmi denetim yapılmadı. Şikayeti değerlendiren makamlar sessiz kaldı, ihmaller zinciri ölümle sonuçlandı.

Kadın emeği ve çocuk işçiliği: Türkiye’nin kanayan yarası

Hayatını kaybeden işçiler arasında anne-kız Şengül Yılmaz (55) ve Tuğba Taşdemir (18), genç kardeşler Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esetoğlu (16), ayrıca Esma Gigan (65) ve Hanım Gülekin (65) vardı. Bu tablo, Türkiye’de kadın ve çocuk emeğinin nasıl sistematik olarak sömürüldüğünü bir kez daha ortaya koydu.

Denetim mekanizmaları neden çalışmadı?

Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Ancak asıl sorular yanıt bekliyor: Aylar öncesinden bildirilen tehlikeler neden görmezden gelindi? Kimyasal üretim yapılan bir bina neden ruhsatsız çalışmaya devam etti? İdari kurumlar hangi noktada denetim görevini ihmal etti?

‘Kaza değil cinayet’: Sendikalardan tepki

DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar yaptıkları açıklamada, ‘Bu olay basit bir iş kazası değil, göz göre göre gelen bir cinayettir. Kadın emeği ve çocuk emeği ucuz işgücü olarak görülmeye devam ettikçe bu ölümler sürecek,’ ifadelerini kullandı.

“Her şikayet bir uyarıdır; her uyarı, bir hayatın kilididir.”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Ancak yurttaşlar ve iş güvenliği uzmanları, ‘Yalnızca başsağlığı değil, köklü reform gerekiyor,’ çağrısında bulundu. Uzmanlara göre bu trajedi, denetimsizliğin değil, sistematik kayıtsızlığın sonucuydu...