Türkiye’de son
yılların en ağır ekonomik fırtınası, en çok dar gelirli vatandaşları ve küçük
işletmeleri vuruyor. Enflasyonun yüksek seyrettiği bu dönemde, milyonlarca
insanın omuzlarındaki en büyük yüklerden biri ise kamu borçları. Vergi ve SGK
primleri, trafik cezaları, harçlar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kira alacakları
gibi ödemeler, artan gecikme faizleriyle birlikte içinden çıkılması güç bir
tabloyu beraberinde getiriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de ifade ettiği gibi yalnızca gelir
vergisine ilişkin tahakkuk etmiş alacaklar 2,8 trilyon TL’yi aşmış durumda. Bu
sadece hanehalkını değil, ülke ekonomisinin tamamını etkileyen bir tıkanıklığa
işaret ediyor.
Güncel düzenlemeler faiz indirimleriyle nefes aldırsa da bu çözüm geçicidir;
kapsamlı ve kalıcı bir yeniden yapılandırma yasasına acil ihtiyaç vardır.
Vatandaşların, esnafın ve işletmelerin üzerindeki borç yükü azalırsa tüketim
canlanacak, yatırımlar artacak, büyüme ivme kazanacaktır. 2023 yılındaki
yapılandırma sonrası vergi tahsilatında yaşanan %18'lik artış bunun en somut
göstergesidir.
Bugün geciken her adım, yarın daha ağır bir maliyete dönüşmektedir. Borçlarını
ödeyemeyen esnaf iflas ederken, SGK primlerini yatırmayan işletmeler hem
çalışanlarını hem kendi geleceğini riske atmaktadır. Vakıflar Genel
Müdürlüğü’nün tahsil edemediği kira alacakları ise kültürel mirasın korunmasını
bile sekteye uğratmaktadır.
Bu nedenle; tüm kamu alacaklarını kapsayan, faizlerin büyük oranda silindiği,
48 aya kadar taksitlendirmeye imkân tanıyan ve bürokrasiyi azaltan bir
yapılandırma yasası, Türkiye’nin ekonomik toparlanması için kaçınılmazdır.
Bu çağrı bir af talebi değil; bir toplumsal nefes alma, bir ekonomik iyileşme
ve sürdürülebilir kalkınma talebidir.
Türkiye, borçsuz ve güçlü bir gelecek için gerekli adımları atabilir. Bugün
atılacak doğru bir hamle, yarın milyonların hayatını değiştirebilir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder