Bu Blogda Ara

1 Aralık 2025 Pazartesi

Kamu Borçlarının Yeniden Yapılandırılması: Vatandaşın Nefes Alması İçin Acil ve Kapsamlı Bir Adım


 

Kamu Borçlarının Yeniden Yapılandırılması: Vatandaşın Nefes Alması İçin Acil ve Kapsamlı Bir Adım

 

Türkiye, yüksek enflasyonun yarattığı ağır ekonomik koşullar altında en büyük yüklerden birini kamu borçlarında hissediyor. Vergi dairelerine, SGK’ya, belediyelere veya çeşitli kamu kurumlarına olan borçlar; biriken faiz ve gecikme zamlarıyla birlikte milyonlarca vatandaş ve işletme için adeta aşılması güç bir duvara dönüşmüş durumda.

 

2025 yılı itibarıyla kesinleşmiş gelir ve kurumlar vergisi alacaklarının 2,8 trilyon TL’yi aşmış olması, borç sorununun artık sadece bireylerin değil, tüm ekonominin hareket alanını daralttığını açıkça gösteriyor. Ödenemeyen borçlar tüketimi azaltıyor, yatırımları erteliyor, büyüme potansiyelini zayıflatıyor.

 

Türkiye’de yaklaşık 20 milyon kişi ve işletmenin vergi dairelerine veya SGK’ya borçlu olduğu tahmin ediliyor. SGK prim borçları özellikle esnaf ve KOBİ’leri köşeye sıkıştırıyor. Trafik cezaları yeniden değerleme oranıyla katlanırken, kamu kira alacakları bile tahsil edilemez hâle gelmiş durumda.

 

13 Kasım 2025’te yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile gecikme zammı ve tecil faizi düşürülerek olumlu bir adım atıldı. Ancak ana parada indirim olmaması ve gecikme yükünün çoğunun devam etmesi nedeniyle bu düzenleme, yalnızca sınırlı bir rahatlama niteliğinde kaldı.

 

Öte yandan, 21 Ekim 2025’te TBMM’ye sunulan kapsamlı yapılandırma teklifi hâlâ Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bekliyor. Faiz yükünün her ay yaklaşık 100 milyar TL arttığı düşünüldüğünde, bu gecikmenin ekonomik maliyeti oldukça yüksek.

 

Bu noktada altı çizilmesi gereken önemli bir husus var: Yapılandırma bir af değildir. Aksine, ekonomik işleyişi rahatlatan, tahsilatı artıran, kayıt dışılığı azaltan ve piyasalara nefes aldıran zorunlu bir mali politika aracıdır. Nitekim 2021 ve 2023 yapılandırma kanunlarında tahsilat oranlarının belirgin şekilde arttığı görülmüştü.

 

Türkiye’nin mevcut şartlarında uygulanabilir bir çözüm paketi için geniş kapsamlı bir yapılandırma zorunludur. Gecikme zamlarının ve cezaların %90’a varan oranlarda silinmesi, 48 aya kadar vadeli taksitlendirme imkânı sağlanması ve başvuruların tamamen dijital hâle getirilmesi, milyonlarca kişinin ödeme kapasitesini artıracaktır.

 

Maliye’nin kendi simülasyonları bile kapsamlı bir yapılandırmanın 2026 bütçesine 300 milyar TL’nin üzerinde ek gelir sağlayabileceğini gösteriyor. Çünkü vatandaş ödeyemediği borcu değil, ödeyebileceği borcu öder.

 

Türkiye’nin 2026’ya güçlü bir başlangıç yapabilmesinin yolu, vatandaşın sırtındaki borç yükünü azaltmaktan geçiyor. Bekleyen yasa gecikmeden Meclis gündemine alınmalı ve hayata geçirilmelidir.

 

Çünkü borç yükü hafifleyen birey ve işletmeler, daha güçlü bir ekonomi demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder